Bu çalışma, deliliğin kültürel temsilini bir sosyal içerme meselesi olarak sorunsallaştırarak yerli televizyon anlatılarında delilik söylemlerine odaklanmaktadır. Çalışma, üretilen söylemlerin yaşanmış deneyimi olan kişileri ne dereceye kadar failliklerini ve deneyimin kolektif boyutlarını öne çıkaracak şekilde güçlendiren veya kişileri nesneleştirme ve deneyimi bireyselleştirme yoluyla güçsüzleştiren mesajlar ürettiğini incelemektedir. Deliliğe dair popüler anlatılar, deliliği bir hastalık veya anomalite olarak gören tıbbi söylemin hakimiyetindedir. Tıbbi perspektiften çerçevelenen bu temsiller, deneyimi bireyselleştirdiği ve karmaşıklığını görünmez kıldığı gerekçesiyle deliliği sosyokültürel perspektiften incelemeyi öneren disiplinlerce eleştirilmiştir. Literatür, son yıllarda televizyon ve sinema anlatılarında deliliğin tıbbi temsillerinin yanı sıra deneyimin farklı katmanlarını ortaya çıkaran sunumlarının da belirmeye başladığını göstermektedir. Bu çalışma, bu verilere dayanarak yerli televizyon anlatılarında delilik temsillerinin çeşitlenip çeşitlenmediğini incelemek için son yılların en popüler televizyon dizilerinden biri olan “Kırmızı Oda”ya odaklanmaktadır. Çalışma engellilik çalışmalarının sunduğu eleştirel perspektiften yararlanarak Kırmızı Oda dizisini Eleştirel Söylem Analizi yöntemiyle çözümlemektedir. Bulgular, Kırmızı Oda dizisinin klişelerin ötesinde bazı alternatif söylemler sunmasına rağmen deliliği baskın bir şekilde hastalık, anomalite ve kişisel bir trajedi olarak çerçeveleyerek hakim söylemleri yeniden ürettiğini göstermektedir. Çalışma, engellilik çalışmalarının eleştirel perspektifini kullanarak, delilik hakkında üretilen popüler anlamları, ayrımcılık, erişilebilirlik ve savunuculuk temaları ile ilişki içinde incelemeyi amaçlamaktadır.
By problematizing the cultural representation of madness as a matter of social inclusion, this study focuses on the discourses of madness in local television narratives. It examines to what extent these discourses produce messages that empower people with lived experience in a way that highlights their collective identity and agency, or disempower them through objectification and individualization of experience. Popular narratives of madness are dominated by a medical discourse considering madness as a disease or anomaly. However this approach is criticised by the disciplines that suggest viewing madness through a sociocultural perspective for individualizing madness and obscuring the collective aspects and complexity of the experience. Studies show that in addition to medical framing, representations showing different aspects of experience and revealing its complexity have begun to appear. Building on this literature, this study focuses on Kırmızı Oda, as one of the most popular contemporary television series, to examine whether the representations of madness diversified in local television narratives. Using the critical perspective presented by disability studies, present research analyses the text through the Critical Discourse Analysis method. The findings show that although Kırmızı Oda offers some alternative discourses beyond clichés, it reproduces the dominant discourses by framing madness as an illness, anomaly and a personal tragedy. Using the critical perspective of disability studies in analyzing representations of madness, this study aims to examine the meanings produced about madness with the themes of discrimination, access and advocacy.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication Studies, Communication Theories, Radio-Television |
Journal Section | Türkçe Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2024 |
Submission Date | August 27, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |