Bir öyküyü
ya da olay örgüsünü kısa zamanda anlatmak durumunda olan kısa film yönetmeni,
durumun farkındalığını hissederek daha yoğun anlamlar üretmek durumundadır. Yoğun
anlam üretebilmenin yolu ise eskiden beri söylenen ve bir deyiş halini alan
“sinema bir görüntü sanatıdır” ifadesini “sinema görsel ve işitsel bir sanattır”
formuna dönüştürmekten geçer. Çünkü ses, sadece aşılması gereken teknik bir
sorun değil aynı zamanda filmin anlatımına da olumlu katkı sağlayabilecek
estetik bir unsurdur. Bu anlamda önem kazanan ses öğesinin, kısa film yönetmenleri
tarafından ne ölçüde estetik bir öğe olarak kullanıldığı ve filmin oluşumu sırasında
ne derece anlatıma destek sağlayan bir unsur olarak ele alındığı, bu araştırmanın
temel sorunsalıdır. Bu araştırma, Akbank Uluslararası Kısa Film Festivali’ne
katılan ve ön elemeyi geçen filmlerle sınırlıdır. Çalışma kapsamında festivale
katılarak ön elemeyi geçen 19 kurmaca kısa film içinden seçilen 5 kısa filmin
ses kuşağı incelenerek bu filmlerin analizi yapılmaktadır. Analizlerde, Walter
Ong’un “Sesin Merkezileştirme Özelliği”, Christian Metz’in “Sinematografik
Özdeşleşme Kuramı” ve sese ilişkin kuramsal yaklaşımlar sonucu elde edilen
“Sesin Sinemaya Sağladığı Olanaklar” kapsamında ortaya çıkan kriterler
kullanıldı. Yapılan analizler sonucunda filmlerin büyük çoğunluğunda ses kuşağının
ve ses tasarımının göz ardı edildiği belirlendi. Filmlere bakıldığında görüntü
anlamında belirli bir yetkinliğe ulaştıkları ancak ses unsurlarının kullanımı
konusunda yeterli olmadıkları gözlendi.
The director who is supposed to tell
us a story or a series of events has to produce dense meanings at a short time.
The way to dense meanings is to turn the expression of “Cinema is a visual art”
into the expression of “Cinema is an audio-visual art” as the sound is not only
a technical problem that has to be solved but an aesthetical component, which
contributes the narration of a film as well. Thus, the purpose of this study is
to discuss the extent short film directors consider the sound as an aesthetical
component supporting the narration. Sound is not only practical matter to
overcome it as a part of narrative as well. So, the problem of the study is to
determine how the sounds used in the films as a part of fictional narrative.
This study is limited to the films, which passed the pre-selection of the Akbank
International Short Film Festival. The sound structure of five short films
selected from the 19 fictional ones, which had passed the pre-selection of the
festival, was analyzed. During the analyses, Walter Ong’s “The
Centralization Effect of Sound” and Christian Metz’s “Cinematographic
Identification Theory” were used. It was determined that most films had
ignored the significance of sound although they were fairly good at a picture.
Journal Section | Thesis Abstracts |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 31, 2017 |
Submission Date | March 10, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |