Her yeni teknolojik değişim ve bu değişimin getirdiği yeni kültür desenlerinin eski kültürel yapılarla çatışmasından dolayı sosyal medya üzerine yapılan tartışmalar, yeni bir konu değildir; neredeyse teknolojinin hayatımıza girdiği dönemden beri vardır. Web 2.0 teknolojisinin gelişip hizmet alanını artırmasıyla insanların daha ağ tabanlı (networked) bir gündelik hayatı içinde, kamu ve özel alan ister istemez giriftleşmekte, yeni teknolojiler eski bağlamsal yapıları ve mekânları çökertmektedir. Bu sanal mekânda karşımıza çıkan mikro-ünlülük fenomeni; insanların semantik alanda yerleştiremedikleri yeni tekno-bağlamsızlık sebebiyle dönem dönem paniğe neden olmaktadır. Teknolojiyle ilgili ve bilhassa sosyal medya fenomenleri üzerine yapılan panik tartışmaları, genellikle ahlaki değerler üzerinden dönmektedir. Modernitenin ya da Batı yürüyüşünün bizzat Batı’da durmaya başladığı andan itibaren tartışılan ahlaki panik kavramı, özellikle Batı toplumları başta olmak üzere 1960’lardan bugüne toplumlarda bazı dönemlerde görülmeye başlanmıştır. Geç modernitenin sorgulandığı, postmodernitenin tartışıldığı ve eko-sosyo-politik tartışmaların bolca yaşandığı bir zaman diliminde bu kavram, dönemin sosyologları Jock Young tarafından 1971’de kullanılmış, Stanley Cohen tarafından 1972’de kuramlaştırılmış, 1975’te Stuart Hall ve Tony Jefferson, 1979’da Dick Hebdige tarafından altkültür araştırmalarında benimsenmiştir. Bu çalışmada ahlaki panik konusu, Türkiye’deki YouTuber fenomenleri üzerinden ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı Ekim - Kasım 2018 tarihlerinde, Türk medyasında YouTuberlar hakkında çıkan ahlaki paniğin çevrimiçi alandaki yansımalarını ortaya koymaktır. Çevrimiçi kültürün gerçek hayattaki normsal pratiklerden farkı yoktur. Sanal alanda belli fenomenler, ünlüler, kanallar, konular üzerinden oluşan topluluk kültürü vardır. Bu kültürel yapı gerçek dünyadan bağımsız değildir. Dışarıda konuşulan paniğin içerideki yansımaları bize paniğin boyutunu göstermesi açısından önemlidir. Kültürel çalışmalar ve antropolojik yaklaşımlar bu konuda en çok tercih edilen yöntemlerdir. Konunun dijital alanda kendine ait bir gerçekliğe sahip olmasından dolayı, dijital etnografik bir yaklaşım sunan netnografik yöntem kullanılmıştır. Çünkü çevrimiçi topluluğun hayranlar (fan) ve sevmeyenlerin (hater) birlikte oluşturduğu bir kültürel alanı vardır. Gerçek hayatta yapılan ahlaki tartışmaların sanal alana yansımaları ve bu paniğin nasıl algılandığı çevrimiçi toplulukta verilen tepkiler üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır.
The debates on social media is not a new matter because every new technological change and the new cultural patterns could lead to clashes with old cultural structures. This continues to exist since technology entered our lives. With the development of Web 2.0 technology and its widespread use, the public and private spaces inevitably become intricate in a more networked daily life of people; and new technologies break down the old contextual structures and spaces. The phenomenon of micro-celebrity in this virtual space causes panic from time to time due to the new techno-contextlessness that people cannot place in the semantic field. Debates on panic by means technology and especially with social media often revolve around moral values. In a period in which late modernity was questioned, postmodernity was discussed, and eco-socio-political debates were abundant, this concept was used by Jock Young in 1971, theorized by Stanley Cohen in 1972 and adopted in subculture researches by Stuart Hall and Tony Jefferson in 1975 and Dick Hebdige in 1979. In this study, these concepts are discussed through YouTube influencers in Turkey. The study aims to reveal the reflections of the moral panic on YouTubers in the Turkish media in October - November 2018 in the online field. Online culture is no different from normative practices in real life. In the virtual space, there is a community culture around certain phenomena, celebrities, channels, topics. This cultural structure is not independent from the real life. The internal reflections of the panic spoken outside are essential in that they exhibit the extent of panic. Cultural studies and anthropological approaches are the most preferred methods. In this study, the netnographic analysis method, which presents a digital ethnographic approach, has been used, since the subject has its reality in the digital field, because the online community has cultural space where fans and haters are together. Reflections of real-life moral debates on the virtual space and how this panic is perceived are analyzed through the responses of the online community.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Türkçe Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | July 24, 2020 |
Submission Date | November 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 |