Abstract
Askeri çatışmalarla başlayan ve sonrasında iç savaş haline dönüşen Suriye
krizinde Türkiye, sınır güvenliği politikasında geniş kapsamlı değişikliklere
gitme ihtiyacı duymuş, Ağustos 2011 tarihinden itibaren, askeri önlemler alarak
muhalefeti baskı altına alan Esad rejimine karşı, siyasi duruşunu önemli ölçüde
değiştirmiştir. Suriye rejiminin giderek artan askeri tehditleri doğrultusunda
meydana gelen güvenlik boşluğu ve ihlali, Türkiye'nin angajman kurallarını
yeniden gözden geçirme gereğini gündeme getirmiştir. 22 Haziran 2012 tarihinde
Türk RF-4 Phantom savaş uçağının Suriye hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle
Suriye güçleri tarafından vurulması üzerine de Türkiye, angajman
kurallarını değiştirme yoluna gitmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönergesinde,
güney-güneydoğu sınırından gelebilecek her türlü tehditte hava, deniz ve karadan
derhal müdahale edileceği belirtilmiştir.