Hemen herkes krizler çağında yaşadığımıza dair derin vurgular yapmaktadır. Krizin en derin belirtileri de ergenler üzerinde gözlemlenmektedir. Yaşanan krizleri doğru tahlil etmek ve olası çözüm önerilerini ortaya koymak daha iyi bir dünyada yaşamak adına önemli bir görevdir. Bu görevi yerine getirmenin şartı da çağımızı ve ona ren-gini veren koşulları sağlıklı bir şekilde analiz etmek ile mümkündür.
Dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini gençler/ergenler oluşturmaktadır. Ergenlik dünümüz ile yarınımız arasında bir köprü, geçmişimizle geleceğimizin bağ kurduğu noktadır. Ergenlik dönemi hayata anlam verme çabalarının zirveye çıktığı dönemdir. Bu dönemde yaşanan yabancılaşma, intihar, mutsuzluk ve güvensizlik gibi pek çok sorunun kaynağında anlamsızlık duygusu vardır.
Hayatta gerçek bir anlam bulmak ergenlik döneminin en temel özelliğidir. Ergenlik kimliğin oluşma sürecidir. Bu dönemde oluşan kimlik tüm hayatı etkilemektedir. Bu süreçte ergenler içinde bulundukları kültürü, toplumsal değerleri, sahip oldukları inançları ve yasal kuralları sorgulamaya başlar. Bu sorgulamanın amacı hayatı olumlu hale getirecek temel değerlere ve temel bir anlam kaynağına ulaşmaktır. Ergenlerde-ki hayatı sorgulama düşüncesi, daha iyiye ve daha mutlu bir hayata doğru yaptıkları çabalar anlam arayışının en önemli göstergeleridir.
Anlam kavramının içeriğini anlamak ve tanımlamak zordur. Buna karşın onun verdiği anlamı kapsayan başka bir kelime de yoktur. Anlam kavramı, Abdulkerim Bahadır’ın yerinde ifadesiyle, hayatın yaşamaya değer olup olmadığıyla, insanca yaşamayla, yüce amaçlar için yaşamakla ilgilidir. Bir şeyi anlamak o şeyin özünü, ilişkili olduğu diğer varlıkları ve o şeyin ait olduğu bütünlüğü kavramak anlamına gelir. Anlama faaliyeti anlaşılan şeyde kendi hayatımızdan, duygu ve düşüncelerimizden birşeyler bulmayı ifade eder. Varlığımızın, bizim dışımızdaki varlıklar ile olan ilişkisini ve anlamını keş-fetmeyi ifade eder. Hayatın anlamı insanların “ne için?” yaşadığını gösteren, hayatı-nın anlamlı ve değerli olmasını sağlayan hedeflere sahip olmasıyla ilişkilidir. Çünkü insanlar anlamlı bir hayata ulaştıktıklarında potansiyellerini geliştirebilir, karşı karşı-ya kaldığı problemlere çözümler üretebilirler. Diğer insanlarla ve varlıkla doğru bir ilişki kurabilirler. Böylece yaşam bütünlüklerini korumuş olurlar.
Din anlamsızlığı önleyen, hayata anlam katan, tüm yaşam kalitesi ve varoluş boyutla-rına yardım eden bir olgudur ve bu gençler için çok önemlidir. Dini ilkeler ve dini değerler ergenler için, hayatı anlamlı ve mutlu kılacak alternatifler ortaya koyar. Çünkü anlam hayatın, din de anlamın en temel ögesidir. Dinin anlam haritasında yaşamın bireysel ve toplumsal amaçları vardır. Dindarlık; hayata amaç veren, yaşa-nan sorunları anlamlı kılacak bir bakış açısı sağlayan, sarsıcı yaşam olayları ile başa çıkmayı sağlayan bir kişilik özelliğidir. Yapılan araştırmalar şunu göstermiştir: Dindar-lık ile iyi oluş, psikolojik sağlık, mutluluk ve anlamlı bir hayat arasında pozitif bir ilişki vardır.
Araştırmamız ergenlerde dinin anlam arayışına ve anlamlı bir hayat sürmeye katkıla-rını konu edinmektedir. Araştırmada mülakata katılan ergenlerin anlam ve anlamsız-lık ile ilgili görüşlerinin literatürdeki tanımlar ve birçok araştırma sonucu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden kuram oluşturma yaklaşımına dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda amaçlı örnekleme yönte-mi ile ulaşılan, yaşları 18 ile 24 arasında değişen 28 kişiyle yarı yapılandırılmış görüş-meler gerçekleştirilmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü olan Unesco ve Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK gençlik üzerine araştırmalar yapmaktadır. Her iki kurum 16-25 yaş arasını ergenlik ya da gençlik dönemi olarak tanımlamakta-dır. Bu araştırma da iki kurumun verilerini dikkate alarak 18-24 yaş aralığını merkeze almıştır. Ergenlik dönemiyle ilgili birçok bilimsel araştırma bu yaş aralığını dikkate almaktadır.
Araştırmada içerik analizi ve betimsel analiz yapılmıştır. Verilerin analizinde NVivo 12 programından faydalanılmıştır. Bulgular ilgili literatüre dayalı olarak tartışılmış ve ileri çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.
Türkiye’de gerek psikoloji gerekse din psikolojisi alanında anlam, ergenlik ve dindarlık ilişkisini araştıran çalışmalar neredeyse yok denecek kadar azdır. Bu durum çalışma-mızın önemini göstermektedir. Bu çalışmanın sonuçlarını ergenlerle ilgili sosyal, kül-türel ve eğitsel alanda ana politikalar geliştirmek için kullanmak mümkündür.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2020 |
Submission Date | May 9, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 41 |