Islamic law has established a set of principles and rules derived from the concepts of command and prohibition, which are utilized in the derivation of legal rulings from the scriptural sources. According to scholars of Islamic legal theory, one of these key concepts is nahy. Since nahy requires the abandonment of what is prohibited, the scholars unanimously agree that the wording of an absolute prohibition inherently carries a forbidding character: it denotes prohibition in its literal sense, while it refers to reprehensibility or other rulings only metaphorically. However, the scholars differed regarding the extent to which certain prohibitions convey binding legal force. The majority opinion maintains that, unless there is a contrary indicator, prohibition fundamentally signifies taḥrīm. Some scholars, however, argued that if there is a supporting indicator pointing to prohibition, then nahy implies taḥrīm; otherwise, it may denote reprehensibility or guidance. Thus, while the majority view is that an absolute nahy unequivocally indicates taḥrīm unless evidence suggests otherwise, some scholars stressed that not all prohibitions in the sources necessarily indicate taḥrīm, as their implications and legal effects may vary. The prohibitions cited in al-Manhiyyāt-a work authored by Ḥakīm al-Tirmidhī-are assessed to reflect this latter view largely. Scholars of legal theory further debated whether the wording of nahy implies invalidity, whether it requires immediate cessation, and whether it necessitates repetition. Nonetheless, they agreed that nahy establishes legal rulings either directly or indirectly. Accordingly, the literature uses the terms nahy ṣarīḥ (explicit prohibition) and nahy ghayr ṣarīḥ. In nahy ṣarīḥ, the ruling is clear, and the intent of the Lawgiver is explicitly known, often expressed in the context of an authoritative command from a superior to a subordinate. In contrast, nahy ghayr ṣarīḥ does not establish rulings with the same clarity and binding force; rather, it may denote prohibition along with other meanings, such as reprehensibility, permissibility, discipline, supplication, disparagement, consolation, indication of consequence, despair, guidance, warning, threat, or request. The prohibitions compiled by Ḥakīm al-Tirmidhī in al-Manhiyyāt include narrations attributed to the Prophet Muḥammad concerning various aspects of life. From this perspective, the work falls within the scope of uṣūl al-fiqh. The lack of a juristic analysis of this work is noteworthy, and this study seeks to provide a legal examination and evaluation of its content. The method of verification was employed, and the narrations were categorized in detail. It was observed that most prohibitions in al-Manhiyyāt belong to the category of nahy ghayr ṣarīḥ. The findings further indicate that a considerable portion of the narrations represent the Prophet’s explanations of Qur’anic rulings, while some reflect his independent sayings and practices. The study revealed that several prohibitions in al-Manhiyyāt relate to acts of worship. For instance, the Prophet forbade praying at certain times, performing imamate, calling to prayer, or teaching the Qur’an in return for payment, speaking while the imam delivers the Friday sermon, and praying in garbage dumps or graveyards. He also prohibited fasting on the day of doubt (the day when the crescent is not sighted), on religious festival days, and fasting two consecutive days without eating in between-these fall under karāhah. Conversely, his prohibition against entering or remaining in a mosque in a state of major ritual impurity is considered under taḥrīm. Other prohibitions mentioned in al-Manhiyyāt pertain to family law, such as the prohibition of marrying two sisters simultaneously, or a woman together with her paternal or maternal aunt. The practice of shighār marriage-where two women are exchanged without dowries-is also prohibited, as it lacks a financial consideration, rendering the contract invalid and unlawful. In daily life, the Prophet forbade certain honorific expressions, emphasized bodily well-being, and prohibited violations of bodily rights. He also drew attention to animal welfare. Furthermore, the Prophet prohibited usury by forbidding the exchange of gold for silver in unequal terms, and he forbade Muslims from drinking wine. In terms of dress, he advised against extravagance and prohibited men from wearing silk or adorning themselves with gold without necessity. Accordingly, this study offers a juristic analysis and evaluation of such narrations in al-Manhiyyāt that express prohibition.
This study does not require ethics committee approval, as the data used were obtained from literature review/published sources. It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
The author acknowledges that he received no external funding in support of this research.
İslam Hukuku, emir ve nehiy kavramlarından oluşan birtakım ilke ve kurallar koymuştur ki naslardan şer‘î hüküm istinbatında bunlardan istifade edilmektedir. Fıkıh usulü âlimlerine göre bu kavramlardan biri nehiydir. Mutlak nehyin sîgasının yasaklayıcı özellikte olduğunda, yasaklamanın harama hakikaten, kerahet ve diğer hükümlere ise mecazen delalet ettiğinde usulcüler görüş birliği içerisindedirler. Ancak onlar, bazı nehiylerin hüküm ifade etme derecesinde ihtilaf yaşamışlardır. Cumhura göre, aksine herhangi bir karine yoksa nehiyde asıl olan, nehyin tahrîme delalet etmesidir. Bir kısım usulcü ise şayet haramlığa delalet eden başka bir karine varsa nehyin tahrîm gerektirdiğini, yoksa kerahet ve irşad vb. anlamında kullanıldığını ifade etmektedirler. Buna göre usulcülerin çoğunluğu, şayet aksine bir karine yoksa mutlak nehyin kesin olarak “tahrîm”e delalet ettiğini ifade ederken, bazı usulcüler, naslardaki nehiylerin delaleti ve fıkhî hükümlere etkisi konusunda bunun her zaman tahrîme delalet etmeyebileceğini vurgulamaktadırlar. Hakîm et-Tirmizî tarafından telif edilen el-Menhiyyât adlı eserde zikredilen nehiyler de daha çok bu ikinci kategorideki usulcülerin görüşleri doğrultusunda olduğu değerlendirilmiştir. Fıkıh usulü âlimleri, nehyin sîgası, nehyin sîgasının fesad ve butlana delaleti ile fevr ve tekrarı gerektirip gerektirmediği hususunda ihtilaf yaşamışlardır. Ancak usulcüler nehyin doğrudan veya dolaylı şekilde hüküm koymasında hemfikirdiler. Bunun için literatürde nehy-i sarih ve nehy-i gayri sarih tabirleri kullanılmıştır. Nehy-i sarih’de hüküm açık olup şâri‘in ne istediği bilinmektedir. Ayrıca konum itibariyle nehyeden kişi, baskın otorite sahibi olup üstün asta emri gibi buyurucu mevkidedir. Gayr-i sarih kategorisinde değerlendirilen nehiy ise hüküm koymada bu netlikte bağlayıcı değildir. Zira bu nevi nehiy tahrîmle birlikte kerahet, ibâha, te’dîb, dua, tahkîr, teselli, beyânü’l-âkıbe, ye’s, irşâd, tahzîr, tehdit ve iltimasa da delalet edebilmektedir. Hakîm et-Tirmizî’nin telif ettiği el-Menhiyyât adlı eser Hz. Peygamber’den rivayet edilen çeşitli alanlardaki nehiyleri ihtiva etmiştir. Bu yönüyle eser bir fıkıh usulü konusudur. Araştırdığımız kadarıyla bu eserin fıkhî açıdan değerlendirilmesinin yapılmamış olması dikkati celp etmiştir. Bu çalışmadaki amaç söz konusu nehiylerin fıkhî tahlil ve değerlendirmesini yapmaktır. Çalışmada tahkik yöntemine başvurulmuş, içindeki rivayetler baştan sona kategorize edilmiştir. Buna göre el-Menhiyyât’ta zikredilen yasakların, daha çok nehyin gayr-i sarih kategorisinde varid olduğu görülmüştür. Keza araştırma neticesinde, zikredilen rivayetlerin büyük bir kısmının Hz. Peygamber’in Kur’an’daki hükümleri açıklama rivayetlerinden oluştuğu, bir kısmının ise o’nun müstakil sayılabilecek söylem ve tatbikatları olduğu bulgusuna da rastlanmıştır. el-Menhiyyât üzerinde yapılan çalışma çerçevesinde içinde zikredilen nehyin bir bölümünün ibadetlerle ilgili olduğu anlaşılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber’in bazı vakitlerde namaz kılmayı, imamlık, müezzinlik ve Kur’an eğitiminin ücret karşılığında yapmayı, imam hutbe okurken konuşmayı, mezbele ve makberler içinde namaz kılmayı, ramazan ayında hilalin görülemediği şek/şüphe günü, dini bayram günleri ile yemek yemeden iki gün üst üste oruç tutmayı yasaklaması kerahet babından; cünüplü iken mescide girmeyi, bu haldeyken mescitte oturmayı yasaklaması ise tahrîm babından addedilmiştir. el-Menhiyyât’ta değinilen bazı nehiyler aile hukuku ile alakalıdır. Nitekim iki kız kardeş, bir kadın ve halası ile bir kadın ve teyzesi gibi bazı yakın akrabaların aynı zaman diliminde aynı erkeğin nikâhı altında bulunmaları yasaklanmıştır. Nehyedilen şiğâr nikâhında da iki kadının değiş tokuşu yapıldığı için mehir söz konusu değildir. Hz. Peygamber’in buradaki nehyi, mali bir bedel konulmadan, iki kadının karşılıklı olarak mehir mesabesinde değerlendirilmesi hususundadır ve bu nevi akit de haram/batıl sayılmıştır. Hz. Peygamber günlük hayatta insanların kullandıkları bazı tazim kavramlarını nehyetmiş, beden sağlığına önem vermiş ve bazı bedensel hakların çiğnenmesini yasaklamıştır. Keza o, hayvan hakları hususunda da Müslüman toplumu uyarmıştır. Hz. Peygamber altının gümüşle satılmasını yani faizli işlem yapılmasını, Müslümanların şarap içmesini haram kılmıştır. Hz. Peygamber insanların giyim kuşamda israfa kaçmamalarını tavsiye etmiş; erkeklerin ipek giysi giymeleri ve ihtiyaç yokken altınla süslenmelerini nehyetmiştir. Bu itibarla çalışmada, mezkûr eserde zikredilen ve nehiy ifade eden yukarıda verilen hususlara benzer rivayetlerin fıkhî tahlil ve değerlendirmesi yapılmıştır.
Bu çalışma, etik kurul izni gerektirmeyen nitelikte olup kullanılan veriler literatür taraması/yayınlanmış kaynaklar üzerinden elde edilmiştir. Çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
Bu araştırmayı desteklemek için dış fon kullanılmamıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Law |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 15, 2025 |
Submission Date | April 10, 2025 |
Acceptance Date | September 5, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 12 Issue: 2 |
Journal of Eskisehir Osmangazi University Faculty of Theology (ESOGUIFD) is licensed under a Creative Commons Attribution Non-Commercial 4.0 International license.