Amaç: Doğum ile bizi giydirilen kıyafet, bir sosyal kimlik işaretidir. Burada bir simge yerine, bir
insanlığın ferdi olma, bir kişilik açısından kültürel yapı öne çıkmaktadır. Adın bile verilen bir sıfat olup,
sıklıkla bunun altında ezilen kişiler olmaktadır. Bu makale/şiirlerde kültürel yapının birey hakları ve
insanlık temeli üzerinde olmasını vurgulamak olmaktadır.
Dayanaklar: Kaynaklar, Tıp Eğitimi aşamasında Sosyal Antropoloji Ders Notlarım ile Güvenç B.
Kültürün ABC’si, 2002 ve kişisel görüşlerden oluşan bir yaklaşım yapılmaktadır.
Giriş: Yaşam bir süreç olarak, eğitimiz bile, bizleri belirli kural ve kalıplar içinde sıkıştırmaktadır. Bu
kalıpları kırarak, bağımsız ve bağlantısız olmayı ifade etmektedir. Birey hakkı, bireyin kendi
sorumluluğunu alması, suçlar dışında bilgilendirme ve kendi seçim kararı temel alan sosyal yapı
gerçekte olamadığı anlaşılmaktadır. Yasal boyut olarak tanımlansa bile mahalle kültüründe yoktur.
Yaklaşım: Seçim bile bir lider seçmek değil, bireyin hakkına uyumu sağlayan bir vasıta, vesile
seçmek olmalıdır. Modern insan lider, öncü ve çoban istemez, aklı, fikri ile bilgilenerek kendi
yolunda gitmek ister.
Sonuç: Bir insan, benim sorumluluğumu almalısın gibi baba, anne değil, insan hakları ve birey hakkı
temelinde, kendi kararını veren kişi olmalıdır. Hukuk buna uygun olsa da toplum, kültürler tam tersini
sosyal olarak uygulatmaktadırlar.
Yorum: Adalet belirli kesime hak vermek değil, her bireyin hakkının sağlanması, onun bilgilenmesi,
eğitimi ile kendi kararını vermesi, insanca yaşaması, bunun hukuk olarak ta sağlanmasıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | August 11, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 4 Issue: 2 |