The article is an expose' of how hegemony and music belonging to the Shona communities of Zimbabwe have transcended the pre-colonial, colo- nial and post-colonial periods. The discussion is premised on some onto- logical comprehension that supremacy, socio-economic and political do- minance by members of a community are aspects of power dynamics and hegemony. As such the world communities are characterized by class struggle in which the 'haves', who enjoy hegemony superimpose on the 'have-nots'. Communities are in a dilemma of trying to reduce the gap between the ‘haves’ and ‘have-nots’. In this study, a qualitative ethnograp- hic methodology was carried out among some Shona communities of Zim- babwe. The findings were that music portrays socio-economic and political hegemonies during the pre-colonial, colonial and post-colonial Zimbabwe. It was also established that there is a strong relationship between music and hegemony. Music, especially song and dance were used to achieve socio- economic and political dominance during the three eras.
Bu makale, Zimbabwe'deki Shona topluluklarına ait hegemonya ve müziğin sömürgecilik öncesi, sömürgeci ve sömürgecilik sonrası dönemleri nasıl geçtiğini ortaya koyuyor. Tartışma, toplumun üstünlüğünün, sosyo-ekonomik ve politik baskınlığının, güç dinamikleri ve hegemonya yönleri olduğuna dair ontolojik bir anlayış üzerine kuruludur. Bunun gibi, dünya toplulukları, hegemonyayı seven “sahiplerin” üzerine bindiği “zenginlerin” sınıf mücadelesi ile nitelenir. Topluluklar, "iyi olanlar" ile "yok" lar arasındaki açığı azaltma çabasındadır. Bu çalışmada, Zimabwe'nin Shona topluluklarının bazılarında nitel bir etnografik metodoloji uygulanmıştır. Bulgular, müziğin sömürge öncesi, sömürge ve sömürge sonrası Zimbabwe sosyo-ekonomik ve politik hegemonyaları canlandırdığı üzerinedir. Ayrıca müzikle hegemonya arasında güçlü bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Üç dönem boyunca sosyo-ekonomik ve politik baskınlığı elde etmek için müzik, özellikle şarkı ve dans kullanılmıştır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 1 |