Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra
Türk-Sovyet ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye ve Rusya, ortak
düşmanları olan emperyalist devletlere karşı yürüttükleri mücadele nedeniyle dostça
bir ilişki içerisine girmişlerdir. Fakat görünürde olan bu dostluğun arkasında
karşılıklı çıkarlar söz konusuydu. Türkiye için bu durum, dış politikada
yardımlaşma, iç politikada Sovyetlerin her türlü ideolojik girişimlerini
engelleme esasına dayanmaktadır. İngiltere
ve Fransa’nın o dönemde yürüttükleri politika her iki devletin de ilişkilerini
devam ettirmesini zorunlu kılmıştır. Ancak Türkiye ve Rusya arasında hiçbir
zaman tam bir güven ortamı oluşturulamamıştır. Rusya’nın Anadolu’ya Bolşevik
rejimini yayma çabaları ve Ermenilere verdiği destek Ankara Hükümetini rahatsız
etmişti. Türkiye
ile Sovyet Rusya arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması
neticesinde doğu sınırlarının güvenliğini sağlayan Türkiye, bütün gayretlerini
Batı Cephesi’ne yönlendirme imkânına kavuşarak ordusunun durumunu
kuvvetlendirmiş ve Yunanistan’ı yenilgiye uğratmayı başarmıştır. Lozan’ da
görüşmelerin tamamına katılmayı başaramayan Sovyet Rusya Boğazlar konusu
görüşülürken Türkiye ile fikir ayrılığı yaşasa da İtilaf Devletlerine karşı
Türkiye’ yi destekleyici bir tavır sergilemiştir. Türkiye ise
mecburen İngiltere’nin Boğazlar konusundaki tekliflerini kabul etmek durumunda
kalmıştır.
A new era in Turkish-Soviet relations began after The First World War. Turkey and Russia entered into a friendly relationship because of the struggle against to the imperialist states with their common enemy, but mutual interests were hidden behind this apparent friendship. In this case for Turkey, cooperation in foreign policy, in the domestic policy is based on blocking any kind of ideological initiative of the Soviet Union. The policy that England and France carried out in that time obliged both states to maintain their relations. However, a securete environment never could be created between Turkey and Russia. Russia's efforts to spread the Bolshevik regime to Anatolia and its support for Armenians have disturbed the Ankara government. The sequel of The Moscow Treaty which was signed between Turkey and Soviet Russia in 16 March 1921, Turkey provided the security of the eastern boundary strenghtened the situation of the army by gaining the opportunity to direct all efforts to the west front, and she achieved to defeat The Greece. Soviet Russia, which failed to participate in all of the talks in Lausanne, supported to Turkey against to Entente States, despite the separation of ideas with Turkey, while discussing The Straits subject. Turkey was obliged to accept U.K.’s bids about The Straits.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 2 |