Türkiye'de köpek populasyonu Tekirdağ ilinin iki kırsal bölgesinde incelenmiştir.
Bu çalışma Dünya Sağlık Örgütü tarafından başlatılmış olup
Türkiye'de kuduz kontrolü için uygun stratejilerin geliştirilmesine katkıyı
amaçlamaktadır. Çalışmaya konu olan veriler 1992 yılı Nisan ve Mayıs aylarında
toplanmış olup populasyon yoğunluğu. yapısı ve parenteral aşılama
için köpeklere yaklaşılabilirlik üzerine bilgiler içermektedir. Veri toplamada
anket surveyi, işaretierne ve yeniden yakalama teknikleri uygulanmıştır.
Çalışmaya konu olan zaman aralığında her iki bölgede 3 aylıktan
büyiik sahipli köpeklerin yoğunluğu km2'de 464 (%95 güven aralığı:
420;518) ve 211 (%95 güven aralığı : 203;224) buna tekabül eden insan
köpek oranı ise 3.8 ve 6.0 olarak hesaplanmıştır. Araştırma konusu köpek
populasyonunun özellikleri erkek köpeklerin baskınlığı (%75'ten fazla). başıboş
köpek oranının yüksekliği (% 70'ten fazla) ve oldukça düşük ortalama
(yaş 3.2) olarak saptanmıştır. Çalışmanın yürütüldüğü köylerden birinde,
aşı kampanyası süresince, buradaki köpeklerin yarısı tek bir merkezde aşılanmıştır.
Diğer köyde ise, 3 aylıktan büyük köpeklerin %61 .4'üne işaretleme
işlemi için ulaşılabildiği ve bu köpeklerin evlere götürülecek bir aşılama
programı çerçevesinde paranteral aşılanabileceği belirlenmiştir. Bu kategoriye
dahil köpeklerin yöredeki köpek populasyonunun %42'sini oluşturduğu
saptanmış ve bu nedenle bu köpeklerin yanısıra başıboş köpeklerin
de kuduz hastalığının yörede kontrol altına alınması ve ortadan kaldırılması
önünde en büyük engeli oluşturduğu sonucuna varılmıştır.Kuduz
hastalığını diğer köpeklere, evcil hayvanıara ve insanlara temas yoluyla bulaştırma
açısından yüksek risk oluşturan bu köpeklerin oral immunizasyonu
ek bir korunma yöntemi olarak düşünülebilir.
Etlik Veterinerlik Mikrobiyoloji Dergisi Tekirdağ Köpek Populasyon
Dog populations were analyzed in two rural areas of the province of
Tekirdağ in Turkey. This study was initiated by the World Health
Organization and aimed to contribute to the development of an appropriate
strategy for rabies control in Turkey. Data on population density, structure,
and the accessibility of dogs to parenteral rabies vaccination were collected
in April and May ı992. Questionnaire survey and mark-recapture
techniques were used. Estimated density of owned dogs above three
months of age was 464 (95% credibility interval (CR.I.); 420; 518) and 211
(95% CR.I .; 203; 224) per square kilometer in the two areas. The
corresponding human dog ratio was 3.8 and 6.0, respectively. The dog
populations were characterized by a net preponderance of male dogs (more
than 75%), arather low mean age (3.2 years). anda high proportion of
free-roaming dogs (more than 70%). Ownerless dogs represented an
estimated 4.5% (95% CR.I.; 0.9%; 10.2%) of the total population. During an
antirabies vaccination campaign in one village, half of the dog population was
vaccinated in one central vaccination point. In the second village, 61.4% of
dogs above three months of age were accessible for marking and would
have also been accessible for parenteral vaccination during a door-to-door
campaign. Low accessibility for parenteral vaccination (40%) was observed
in adult free-roaming shepherd dogs and dogs for which no specific
function was indicated. This category of dogs represented 42% of the total
population. Beside ownerless dogs, these animals represent the main
problem for rabies control and elimination in rural areas. Oral immunization
may be an additional tool to specifically target these dogs which are at high
risk to contract and transmit rabies to other dogs, domestic animals anel
humans.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Veteriner Cerrahi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 1998 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 1998 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1998 Cilt: 9 Sayı: Özel Sayı |