Küreselleşme kavramı; siyasi, ekonomik ve kültürel alanları içeren ve insanların, nesnelerin ve bilginin çok yönlü akışı ile bunların yarattığı çeşitli yapıları içeren dünya çapındaki bir süreç olarak tanımlanabilir. Bu kavramı tek bir bilimsel disipline dayalı olarak açıklamanın zorluğu kadar sınırlarının da belirlenmesinde başka bilimleri kullanma gereği bulunmaktadır. Genel olarak sanayileşmenin başlangıcı ve sonrası ile sınırlandırılamaya çalışılan bu kavramın köklerinin daha da gerilere gittiği muhakkaktır. Gerçekten de yeni kavramlar yaratmak adına daha öncesini yok sayan bir anlayışta, geçmişten kopmalar yaşanmakta ve ortaya çıkan sorunları çözmek mümkün olmamaktadır.
Küreselleşme yeni ortaya çıkan bir kavram değildir. İnsanın var oluşu ile birlikte, günümüzdeki kadar hızlı olmasa da bilgi ve kültürün az veya çok sürekli bir yayılımı söz konusudur. Kısaca tarihin her dönemi kendi içinde küresel olguları barındırmış ancak yavaş gelişen bu süreçler ulaşımının ve iletişimin gelişmesi ile hız kazanmıştır ve giderek de hızlanmaya devam etmektedir. Bu yayılma süreci bir anlamda katı olanın önce sıvı sonrasında ise buharlaşması olarak metaforlaştırılmaktadır.
Bu çalışma ile antropoloji ve kültürle ilgili bilgilere dayanılarak küreselleşme kavramının köklerine yönelik bilgiler ortaya konulmaya çalışılacaktır. Böylece küreselleşme kavramının daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunulması yanında küreselleşmenin getirdiği sorunları da bir derece anlamak mümkün olabilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 6 Sayı: 3 |
The open access statement