Bu çalışma Yeşilçam Sineması’nın 1960-1975 yılları arasındaki, Bernard Shaw’ın aynı adlı eserinden hareketle çekilen Pygmalion uyarlamalarına ve benzer temayı sürdüren içerikteki filmlere dikkat yöneltmiştir. Yeşilçam toplumsal yaşamın içindeki gerilimleri kır-kent, Doğu-Batı, yoksul-zengin, medeni-ilkel gibi ikilikler düzeyinde ele almış, bu temaları melodramatik anlatı yapısı içinde şemalaştırmıştır. Aynı doğrultuda, bu çalışmaya konu olan, kadınların modernleşmesini öneren sayısız film çekilmiş, bu filmlerin ağırlıklı izleyicileri kadınlar olmuştur. Geniş bir tanımlamayla Pygmalion filmleri diyeceğimiz örnekler, Batı ile hep gerilimli bir temas kurmakla birlikte, hem Batılılık olarak kavranan bir modernliğin, hem de Doğu’nun gelenek ve değerlerinin bütünleştiği, ulusal kimliğe uygunlaştırılan ahlaksallaştırılmış bir “ideal kadın” imgesi üretmiştir. Öte yandan, iki kurgusal bedenin birleşiminden oluşturulan bu kolaj imge, Yeşilçam’ın toplumsal meselelere yaklaşımında s ürekli işleyen eril fanteziyi de somutlamaktadır. Ne var ki söz konusu filmler ulus-devlet modernleşmesi ve toplumsal cinsiyet bağlamlı makro ölçekli tartışmalarda konu edilmiş olmakla birlikte, film içeriklerinin kurguladığı erkeklik, kadınlık ve arzu ekonomisi nadiren ele alınmıştır. Toplam 17 filmin izlenmesine dayalı bu çalışmada filmlerin modernleşme ve toplumsal cinsiyet bağlamı kurulmakta, esas analiz ise arzu ekonomisi, otantiklik ve aşk teması etrafındaki tartışmalarla örülmektedir.
This essay focuses on the cinema adaptations of Pygmalion, which is written by Bernard Shaw, and the films following rouhly the same story line of Pygmalion. In the relevant films of Yeşilçam, i.e. Turkish cinema between 1960 and 1975, the film industry conceived the social tensions at that time in a dualistic view like rural-urban, east-west, poor-rich, modern-traditional, and figured them out in a melodramatic way of filmic narration. In this view, countless films have been produced and are viewed by a large majority of women. Pygmalionfilms suggest a kind of “ideal woman” which combines the modern way of life of the West and the traditions and beliefs of the East in one body. On the other hand, this image of the “ideal woman”, made up of two different performances of one woman, embodies the male phantasy in Yeşilçam, which permanently determines Yeşilçam’s view to social facts. Those films are subjected to the discussions in terms of the modernisation discourse of the nation-state and gender issues, nevertheless they are rarely dealt with in the social context of constructing the discourse of masculinity, femininity and the desire economy. In this paper, focusing on 17 films of that time period, first a contexual framework on modernisation and gender is given. After this, the discussion is mainly built on analysing the discourse of authenticity, love and desire in the selected films
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Women's Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 8 Issue: 2 |