Science is a form of inquiry that focuses on understanding human, nature and the universe. Scientists want to describe, explain, predict and interfere. This is forced them to use of more effective methods to generate new knowledge. Accordingly, the history of the development of the scientific method has dealt with changes in scientific research procedure and scientific method has been at the center of important debates throughout the history of science. As is generally accepted, one of the thinkers who pioneered these debates is Aristotle, who is considered to be the founder of the discipline of logic, working in different fields such as biology, ethics, metaphysics, rhetoric, physics, poetry, epistemology, politics, psychology and zoology. Aristotle began by investigating the possibility of apodeictic (certain, true and necessary) knowledge and argued that this could only be achieved through deduction. Although Aristotle focused his main attention on deductive reasoning, he did not ignore induction. Induction is the way to be used in the process of obtaining initial principles. However, for Aristotle, although it is induction that gives knowledge of the universal, it is deduction that enables the production of scientific knowledge. On the axis of this information, in this article, Aristotle’s views on deduction and induction will be evaluated in a concise manner.
Bilim; insanı, doğayı ve evreni anlamaya odaklanan bir sorgulama biçimidir. Bilim insanlarının tanımlama, açıklama, tahminde bulunma ve müdahale etmeye yönelik yaklaşımı, yeni bilgilerin üretilmesi için daha etkili yöntemlere başvurulmasını zorunlu kılmıştır. Bu doğrultuda bilimsel yöntemin gelişim tarihi, bilimsel araştırma prosedüründeki değişiklikleri konu edinmiş ve bilimsel yöntem, bilim tarihi boyunca önemli tartışmaların merkezinde olmuştur. Genel olarak kabul gördüğü üzere bu tartışmalara öncülük eden düşünürlerden biri ise biyoloji, etik, metafizik, retorik, fizik, şiir, epistemoloji, siyaset, psikoloji ve zooloji gibi farklı alanlarda çalışan ve mantık disiplininin kurucusu olarak nitelenen Aristoteles’tir. Düşünür, apodeiktik (kesin, doğru ve zorunlu) bilginin olanaklı olup olmadığını araştırarak yola koyulmuş ve buna ancak tümdengelimle ulaşılabileceğini savunmuştur. O, asıl ilgisini tümdengelime dayalı akıl yürütmeye odaklasa da tümevarımı da göz ardı etmemiştir. Tümevarım, başlangıç ilkelerinin elde edilmesi aşamasında kullanılacak yoldur. Ancak Aristoteles için her ne kadar tümelin bilgisini veren tümevarım olsa da bilimsel bilginin üretilmesini sağlayan tümdengelimdir. Bu bilgiler ekseninde makalede, Aristoteles’in tümdengelim ve tümevarıma ilişkin görüşleri özlü bir biçimde değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology of Science and Information |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | November 3, 2024 |
Acceptance Date | November 17, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 4 Issue: 2 |