: This paper deals with the subject of mushākala, ta'rīz, kināya and ijāz in terms of language and
the using of Qur’ān's verb and noun forms, human genre and adjective nouns in terms of style and some
other related problems. The punishment or retribution from Allāh (Makr) as mushākala form, which
sometimes occurs at the level of a gradual diminution or collapse, is a punishment that gradually destroys
the sinner without his realizing it. However, it is possible to say that there is another dimension in
Müshākala, destiny, and the formula of the working mechanism of destiny. According to this formula, it is
understood that whatever behavior a person exhibits, Allah responds with a similar behavior. Based on
this dimension of destiny, it is understood that in one aspect (with the exception of Allah's will), man
determines his own destiny relatively, and that his destiny is shaped as a result of his own actions. Some
(Ta’rīd) verses and expressions with indirect narrative content were misinterpreted by some people
because they implied something too deep to understand by human beings and had a profundity of
meanings as well as secret wisdom. The fact is that about the 6th verse of the chapter of al-Mâida: "O you
who have believed, when you rise to (perform) prayer, wash your faces and your fore arms to the elbows
and your heads too." Shiites misunderstand Ibn Abbas's statement pointed out as "I can find nothing but
wiping the feet in Allah's book, but they did not accept anything but washing", and their anointing of their
feet is due to such a misunderstanding. In the Qur’ān, indirect expression is used in places that mention
about the adab of maram (private) affairs in marital relationships; and that which should not be said
openly. With such a form of expression, the Qur’ān is descended upon human beings from Allah to be
expressed in indirect expressions in situations where it is not welcome to express clearly. In the same way,
it can be said that when the Qur’ān mentions a negative situation, it refers to it with closed expressions,
and It can also be said that it uses Kinâya as a politeness and courtesy style. However, in any case, the
customary usage should not be ignored while giving meaning to the verse expressions with allusions. In
expressions of the Qur’ān, ijāz is used extensively; It is possible to say that a large part of the ijāz is the
eliminate of words in expressions. For this reason it should not be overlooked that in some verses that
are not understood, some part of it may be deleted for ijāz. In terms of the style of the Qur’ān in the
article, there are important points in terms of rhetoric in the use of verb and noun form, which is one of
the topics discussed.
Makale, dil açısından müşâkele, ta’rîz, kinâye ve icâzı, üslûp açısından da Kur’ân’ın fiil ve isim formlarını, beşeri teamülleri, sıfat İsimleri kullanması gibi konuları ve ilgili problemleri ele almaktadır. Bir müşâkele formu olan Allah’ın Mekr (Hilesi)i, hasmı (farkına varmaksızın) derece derece olumsuzluk ve helake götüren bir ceza olmaktadır. Ta'rîz içerikli bazı âyet ve ifadeler, ima yoluyla bir şeye işaret ettikleri ve gizli bir niyet taşıdıklarından yorumda sorun oluşturabilir. Kur’ân'da cinselliği çağrıştıran ve sözün açıkça söylenmemesi gereken yerlerde kinâye kullanılmış ve bu gibi yerlerde ifadelerin kinâye ile söylenmesinin ima edildiği düşünebilir. Aynı şekilde Kur’ân’ın olumsuz bir durumdan bahsettiğinde buna kapalı ifadelerle göndermede bulunduğu gibi kinâyeye bir kibarlık ve nezaket üslubu olarak müracaat ettiği de söylenebilir. Kur’ân ifadelerinde icâz yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle de Kur’ân’da icâzın iki türlüsü, icâz-ı kasr ve icâz-ı hazif vardır. En çok kullanılan icâz-ı hazfi anlamak için bağlama dikkat etmenin ve söz akışını takip etmenin lazım olduğunu söylemek mümkündür. Kur’ân’ın üslûbu açısından ise ele alınan konulardan biri olan fiil ve isim formunu kullanmasında belagat açısından önemli nükteler vardır. Bunlar Kur’ân anlatımına bir güzellik katmaktadır. Kur’ân beşerî teamülleri kullanmış ve bununla da gaybî hakikatleri aktarmıştır. Kur’ân'da sıfat isimlerinin kullanılması onun evrenselliği ve prototipi hedeflediği, bireylerden çok sıfatlara ve kişiliğe öncelik verdiği ifade edilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 27 Sayı: 1 |
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.