Kader inancı iman esaslarından birisidir. Kur’an’da kader inancı açıkça zikredilmemekle beraber bu inanca delâlet eden çok sayıda âyet bulunmaktadır. Hz. Peygamber’den bizlere ulaşan kaderle ilgili çok sayıda hadis vardır. Kaderi inkâr eden ekoller varsa da Ehl-i Sünnet ekolleri Eş‘arîler ve Mâtürîdîler, kader inancının varlığını kabul etmektedirler. Bu ekollerin kader tanımları birbirinin yerine kullanılabilecek kelimelerle ifade edilmiştir. Bununla birlikte kader bir tek kategoride değerlendirilmemelidir. Onun da çeşitleri bulunmaktadır. Kader bir tek çeşit Cebrî kader olarak algılanırsa, elbette yanlış anlaşılmalara sebebiyet verilmesi kaçınılmaz olur. Cebrî kader; varlıklara hürriyet tanımayan kaderdir; Allah’ın ilmi, irâdesi, kudreti ve yaratmasıyla gerçekleşir. Cansız maddeler, bitkiler, hayvanlar ve insanların bir kısım kaderi bu türdendir. Cebr ile sorumluluk bağdaşmaz. Bazı fiiller kendi bedenlerinde gerçekleşmesine rağmen insanlar Cebrî kaderlerinden sorumlu olmazlar. İnsan belirli sınırlar dâhilinde hür olarak yaratılmış bir varlıktır. Ona akıl, irâde, kudret ve fiillerini gerçekleştirme kabiliyeti verilmiştir. İnsan bunları kullanarak irâdeli fiillerini gerçekleştirir ve bunun sonucunda yaptığı işlerden sorumlu olur. Hür ve irâde sahibi olmak insanı diğer canlılardan ayırmaktadır. İnsan hürriyetinin bulunmadığı alanlarda sorumluluk da yoktur. İnsan hayatı tek düze değildir, sürekli değişim ve dönüşüm hâlindedir. Kaderin bu iki çeşidinin yanı sıra başlangıçta cebrî kader olduğu halde sonradan irâdeliye dönüşen kader çeşidi de vardır. Bunun yanı sıra insanın irâdesine bağlı olarak başlayan sonradan cebrî kadere dönüşen bazı fiiller de bulunmaktadır. Kader inancı ve çeşitleriyle bağlantılı olarak incelediğimiz engelliliğin de çeşitleri bulunmaktadır. Allah Teâlâ, insanları, dünyaya imtihan için göndermiştir. Hastalık ve engellilik de imtihanın bir parçasıdır. Hastalıklar; genetik, çevresel faktörlere bağlı ve besinlere bağlı olabilirler. Doğuştan gelen hastalık ve engeller bazen dünya imtihanının çetin geçmesine sebep olabilir. Allah’ın koyduğu biyolojik kurallar insanlar için de geçerlidir. Genetik kalıtımsal hastalık ve engeller anne ve babanın taşıdığı genlerin çocuğa geçmesiyle meydana gelmektedir. Bir kısım genler çekinik karakterli iken bazı genler baskın karakterlidir. Kalıtımsal hastalık ve engellere sebep olan genler, coğrafî yaşayış alanlarına bağlı olarak, tarihsel süreçte insan topluluklarının aynı ortamı paylaşmaları ve soylarının evlilik yoluyla birbirlerine karışma derecelerine göre düzensiz bir dağılım göstermektedir. Çekinik genler nesilden nesile aktarılabiliyorken, ölüme sebep olan baskın genler genel olarak yeni nesle geçme imkânı bulamazlar. Günümüzde genetik hastalık ve engellerin teşhisi mümkün olup, bu sayede gerekli önlemler alınabilmekte; aynı zamanda kısmen veya duruma göre tamamen tedavi edilme imkânları da değerlendirilebilmektedir. Bu bakımdan genlere bağlı doğuştan getirilen hastalık ve engellerin tamamı insanın elinde olmayan cebrî kaderdir. Bu hastalık ve engellerin tedavi imkânı bulunanlar ise, cebrî kader ile başlayıp, irâdeli kadere doğru evrilen kader türüne girmektedir. İnsanların bazı genetik hastalık ve engelleri ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte genetik olmayan hastalık ve engeller de hayatın gerçekleridir. Her insan hastalanabilir, hayatının belirli bir döneminde engelli olabilir. Hastalık ve engeller insanın irâdesine, fiil ve davranışlarına bağlı olmayan türden bir takım faktörlerle gerçekleşebilir. Bu tür hastalıklar da cebrî kader kapsamındadır. İnsan, kendi fiillerinde hata ve taksîri sebebiyle de engelli olabilir. Ancak her türlü hastalık ve engellilik hallerinde tedavi olmak Müslümana yakışan davranıştır. Tedavisi mevcut olan hastalıkların tedavisi irâdeli kaderdir. Tedavi imkânı olmayan hastalık ve engeller ise cebrî kader olmaktadır.
Belief in destiny is one of the principles of faith. Although the belief in fate is not explicitly mentioned in the Qur’an, there are many verses that indicate this belief. There are many hadiths about fate that have reached us from the Prophet. Although there are schools that deny destiny, Ahl al-Sunnah schools Ash‘aris and Maturidis accept the existence of belief in destiny. The definitions of destiny of these schools are expressed with words that can be used interchangeably. However, fate should not be evaluated in a single category. It also has varieties. If destiny is perceived as only one kind of Forced destiny, it is inevitable to cause misunderstandings. Forced fate; it is destiny that does not give freedom to beings; It happens with the knowledge, will, power and creation of Allah. Some destinies of inanimate substances, plants, animals and humans are of this type. Jabr and responsibility are incompatible. Although some actions take place in their own bodies, people are not responsible for their forced destiny. Man is a freely created being within certain limits. The ability of intellect, will, power, and carrying out actions has been granted to them. By using them, a person performs his acts of will, and as a result, he becomes responsible for his actions. Having free will and freedom distinguishes humans from other living things. Where there is no human freedom, there is no responsibility. Human life is not uniform, it is in a state of constant change and transformation. In addition to these two types of fate, there is also a type of fate that turns into willful fate, although it was forced in the beginning. In addition to this, there are some actions that start with the will of man and later turn into forced fate. There are also types of disability that we have examined in connection with the belief in destiny and its types. Allah has sent humans to the world to be tested. Illness and disability are also part of the test. Diseases; they may be due to genetic, environmental factors, and food-related. Congenital diseases and disabilities can sometimes cause the world test to be difficult. The biological rules set by Allah are also valid for humans. Genetic hereditary diseases and disabilities occur when the genes carried by the parents are passed on to the child. While some genes are recessive, some genes are dominant. Genes that cause hereditary diseases and disabilities show an uneven distribution depending on their geographical habitats, sharing the same environment in the historical process, and the extent of intermingling of their lineages through marriages. While recessive genes can be passed on from generation to generation, dominant genes that cause death generally do not have the opportunity to pass on to the next generation. In today’s context, the diagnosis of genetic diseases and disabilities is attainable, enabling the implementation of necessary precautions accordingly; furthermore, partial or even complete treatment opportunities can be available depending on the circumstances. In this respect, all of the congenital diseases and disabilities due to genes are a forced fate that is not in the hands of man. As for those diseases and disabilities for which treatment opportunities exist, they fall under the category of fate that transitions from forced fate to willful destiny. Some genetic diseases and disabilities of people may appear in later ages. However, non-genetic diseases and disabilities are also facts of life. Every individual can become ill and experience disability during certain periods of their life. Diseases and disabilities can occur with a number of factors that do not depend on an individual's will, actions, or behaviors. Such diseases are also within the scope of forced fate. A person can also be disabled due to one’s own mistakes and negligence. However, it is a behavior befitting a Muslim to be treated in cases of all kinds of diseases and disabilities. The treatment of diseases for which there is a cure is a willed destiny. Diseases and obstacles that cannot be cured are forced fate.
Kalām (Islamic Theology) Destiny (Fate) Destiny Types or Variants Jabr (Compulsion) al-Irādah al-juz’iyyah (Partial Will) Disability
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 28 Sayı: 2 |
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.