Küresel dünyada üretim, verimlilik ve kalkınma açısından muazzam zenginlikler yaşanmasına karşın yoksulluk da aynı derecede yaygınlaşmaktadır. Birinci-üçüncü dünya, gelişmiş- gelişmemiş, kuzey-güney, varsıl - yoksul gibi dikotomiler sosyo-ekonomik, politik kutuplaşmaların önemli bir görüngüsü olarak değerlendirilebilmektedir. Küresel kapitalist sistem, neoliberal politikalar vasıtasıyla eşitsizliği, yoksulluğu, işsizliği, dışlanmayı derinleştirmekte ve varsıl-yoksul arasındaki farkı şiddetlendirmektedir. Kentsel bölgeler bu durumun görünür hale geldiği önemli mekânlardır. Bu süreçte yoksul, evsiz, sınıf-altı, marjinal, dışlanmış, suçlulaştırılmış kitleler ileri endüstriyel toplumların kentsel bölgelerinin önemli bir sorunu haline dönüşmektedir. Bu çalışmada varsıl dünyada gelişmişlik açısından muazzam seviyelere ulaşmış ülke ve toplumların kentsel bölgelerinde paradoksal olarak yaşanan yoksulluk ve bağlantılı toplumsal gerçekliklerin sosyolojik bir analizi sunulmaya çalışılmaktadır. Burada yoksulluğun özellikle de kentsel yoksulluğun sadece gelişmemiş ya da gelişmekte olan toplumların bir sorunu olmaktan öte küresel süreçlerle paralel işleyen ve ileri endüstriyel toplumların da kaçınılmaz bir gerçekliği olduğu vurgulanmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Issue |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2015 |
Submission Date | January 31, 2016 |
Published in Issue | Year 2015 |