Bugünkü
Malatya, tarihi süreç içerisinde birkaç defa yer değiştirmiş ve ilk olarak
Arslantepe ve çevresi yerleşim yeri olarak alınırken daha sonra Melitene adı
verilen yer ikinci merkezi olmuş son değişimini ise Osmanlı Devleti zamanında
Hafız Paşa’nın emri ile gerçekleştirmiş ve Aspuzu bağlarına yerleşmişlerdir.
Malatya
önemli yolların kesiştiği noktada yer alır. Bilhassa Roma ve Bizans
dönemlerinde doğu sınırlarının kontrolünün sağlanması açısından askeri bir
öneme sahip olmuştur. Şehir Cumhuriyet’in ilk yıllarında il merkezi konumuna
gelmiş ve bilhassa iki önemli demiryolu hattının şehre ulaşmasıyla hem mekânsal
büyüme hem de nüfus bakımında önemli bir artış sağlamıştır.
XIX.
Yüzyılda Avrupa başkentleri hızlı bir imar hamlesi yaşarken, bir yandan da
şehirsel altyapılarını geliştirmeye çalışmışlardır. Bu değişim, su alanında da
kendini göstermeye başlamıştır. Şehirlerde basınçlı su dağıtımının yapılmasına
başlanmış. Suya olan ihtiyacın gün geçtikçe artması, devletin yeni yerleşim
yerlerini açması, fabrikalaşma, sulu tarımın giderek daha yaygın hale gelmesi,
suyun daha sistemli kullanımını gerekli kılmıştır. Osmanlı Devleti’nin son
yüzyılında verilen hizmetlerin büyük bir kısmı imtiyaz karşılığında yapılmaya
başlanmış, Tohma Suyunun da Meşrutiyet devrinde devlet ekonomisine
kazandırılması için imtiyaza verildiği görülmüştür.
The current
location of city of Malatya has changed several times throughout the history.
The first site was Arslantepe neighbourhood which later changed to a second
site, called Melinete. And finally, with the command of General Hafız, Asbuzu/
Aspuzu vineyards became the last site for settlement.
Malatya has a
location where important roads cross. Therefore, it has kept its importance as
an important passageway route. Particulary in Byzantium and Roman periods, it
had a military significance in order to control the east border. Malatya
attained a central position in the first years of the Republic. As two
important railroads was connected to the city, there was a notable growth in
the city both physically and demographically.
In the 19th
century, there were rapid city development plans in European capitals along
with the attempts to develop infrastructure of the cities. Such changes had
also a reflection in the issue about drinking water. The distribution of
pressure water was started in the cities. The period of fountain water was
replaced by a new period in which water was distributed to houses and
workplaces through taps. As the need for water increased day by day and the new
sites, industrialization and irrigated farming became more and more widespread,
it became compulsory to use the water systematically. In the last century of
Ottoman Empire, most of services were given in exchange for privileges and it
was seen that Tohma water was also given for privilege in order to bring it in
state economy in the period of constitutional monarchy.
Journal Section | Issue |
---|---|
Authors | |
Publication Date | July 15, 2017 |
Submission Date | March 13, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 27 Issue: 2 |