Speed
constitutes one of the main topics in recent social theory and particularly in
sociological writing, and emerges as a notion that has paradigmatic value in
characterizing contemporary social change. The agenda on speed includes the
theoretical contributions to the late-modern procedures of the construction of
social time and sociological conception of time as well as provides also a
ground for discussion contributing to the development of sociological insights
into the social ontology of late-modernity, the economy-politics of
contemporary neoliberalism, the possibilities and new conditions of sociality
and politics. In this article, three main traces are distinguished that each
one encodes the notion of speed in different ways and can be read at the same
time as the symptoms of late-modern temporality: uncertainty, immediacy and
desynchronization. Uncertainty refers to a temporality in which the social
predictability is diminishing or completely out of the way and the horizon of
the expectation is so limited as to make it impossible to direct the action;
the emphasis here is on a present being deprived of the future dimension and
closing on itself at the point where the speed of change have reached.
Immediacy refers to the temporality of an experience that can be summarized as
"now and here" enabled by real-time communication networks that
considerably eliminates temporal and spatial limitations; this timeless present
produced by proximity and immediacy contributes to the production of
uncertainty, another symptom of late-modern temporality. Desynchronization, in a specific sense, refers to the
fact that the speed of change do not allow for a simultaneous process of development
of the various institutions that make up the society; speed here reveals itself
in the incoordination that arises in various forms and at the different levels
in society. After a general description of these three tracks that can be read
as the symptoms of speed, the thesis will be processed that a more accurate
reading of late-modern temporality may be possible on the basis of
understanding it as desynchronization. As a notion that
allows for an understanding of speed beyond the limitations of the speed
paradigm, desynchronization constitutes a context for understanding the plural
and stratified structure of late-modern temporality, evaluating the temporal
dimension of social antagonisms embodied in the forms of inequality and power
relations, and searching for the possibilities of counter-temporalities.
Late Modern Temporality Speed Uncertainty Immediacy Desynchronization Multiple Temporalities
Hız,
son dönem sosyal teorinin ve daha özelde sosyolojik yazının ana gündem
maddelerinden birini oluşturmakta ve çağdaş toplumsal değişimi karakterize
etmede paradigmal değer taşıyan bir nosyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Hız
üzerine gelişen söz konusu gündem, zamanın
sosyolojik kavranışına ve toplumsal zaman inşasının geç-modern yordamlarına
ilişkin teorik katkıları içermesinin yanı sıra geç-modernliğin sosyal
ontolojisine, çağdaş neoliberalizmin ekonomi-politiğine, toplumsalın ve
siyasetin imkânına ve yeni koşullarına ilişkin sosyolojik içgörülerin
geliştirilmesine katkıda bulunan verimli bir tartışma zemini de sağlamaktadır.
Bu makalede, söz konusu tartışmalarda hız nosyonunu farklı biçimlerde kodlayan
ve her biri aynı zamanda geç-modern zamansallığın semptomları olarak
okunabilecek üç ana izlek ayırt edilmektedir: belirsizlik, dolayımsızlık ve
eşzamansızlık. Belirsizlik, genel bir anlatımla, toplumsal öngörülebilirliğin
azaldığı ya da tamamen ortadan kalktığı, beklenti ufkunun eylemliliğe yön tayin
etmeyi mümkün olmaktan çıkartacak denli sınırlandığı bir zamansallığa
göndermede bulunur; burada vurgu, değişimin hızının vardığı noktada gelecek
boyutundan yoksun kılınan ve kendi üzerine kapanan bir şimdi üzerinedir.
Dolayımsızlık, zamansal ve mekânsal sınırlamaları önemli ölçüde elimine eden
gerçek zamanlı iletişim ağlarının mümkün kıldığı, “şimdi ve burada” biçiminde
özetlenebilecek bir tecrübenin zamansallığına göndermede bulunur; bu yakınlık
ve dolayımsızlığın ürettiği zamansızlaşmış şimdi, geç-modern zamansallığın bir
diğer semptomu olan belirsizliğin üretimine de katkıda bulunmaktadır.
Eşzamansızlık ise, özgül bir anlamda, değişimin hızının toplumu oluşturan
çeşitli kurumların eşzamanlı bir gelişim süreci göstermesine imkân tanımıyor
olmasına göndermede bulunur; burada hız, toplumun farklı düzeylerinde ve
çeşitli şekillerde ortaya çıkan eşgüdümsüzlüklerde kendini ele verir. Hızın
semptomları olarak okunabilecek bu üç izleğin genel bir betimlemesi yapıldıktan
sonra, geç-modern zamansallığın daha yetkin bir okumasının onun eşzamansızlık
olarak kavranışı temelinde mümkün olabileceği tezi işlenecektir. Eşzamansızlık
hızın, hız paradigmasının sınırlılıklarının ötesinde bir kavranışına imkan
veren bir nosyon olarak; geç-modern zamansallığın çoğul ve katmanlı yapısını
anlamaya, eşitsizlik biçimleri ve güç ilişkilerinde cisimleşen toplumsal
antagonizmaların temporal boyutunu değerlendirmeye ve karşı-zamansallıkların
imkanını sorgulamaya alan açan bir bağlamı oluşturmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Issue |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2018 |
Submission Date | September 19, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 28 Issue: 1 |