This article aims to revive and evaluate a relatively recent epistemological debate focused on Heidegger’s primordial truth, specifically delving into the 44th section of Being and Time. Unfolding in five parts, the first establishes Heidegger’s conception of truth, paving the way for a nuanced exploration of the ensuing discourse. Part two outlines the foundations of Tugendhat’s criticisms, providing a critical lens for scrutinizing Heidegger’s framework. The third and fourth sections articulate substantial criticisms, centering on the legitimacy of defining disclosedness as the most primordial truth within Heidegger’s framework. Tugendhat’s contentions are met with Dahlstrom’s defense, countering claims by presenting alternative interpretations and highlighting the inherent errancy in human disclosedness. The final and fifth section advocates for Tugendhat’s perspective, comparing Heidegger’s position with pragmatist philosophers. The conclusion suggests that Tugendhat’s claims persist either disregarded or inadequately addressed, leaving the criticisms unanswered. Notably, a comprehensive resolution seems elusive without resorting to hermeneutic violence against Heidegger’s texts.
Bu makale, Heidegger'in kökensel hakikat kavramına odaklı görece yeni epistemolojik bir tartışmayı Varlık ve Zaman’ın özellikle 44. bölümüne derinlemesine inerek canlandırmayı ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Beş bölümden oluşan makalenin ilk bölümü, Heidegger’in hakikat kavramını açıklamak ve ardından gelen tartışmanın nüanslı bir soruşturmasına zemin oluşturmaktadır. İkinci bölüm, Tugendhat’ın eleştirilerinin temellerini ayrıntılı bir şekilde açıklarken, Heidegger’in sunduğu çerçeveyi incelemek için eleştirel bir bakış sunmaktadır. Üçüncü ve dördüncü bölümler, açıklığı (Alm. Erschlossenheit) Heidegger'ın çerçevesi içinde en esasi hakikat olarak tanımlamanın meşruiyetine odaklanmaktadır. Bu bölümlerde Tugendhat’ın eleştirileri ve akabinde Dahlstrom’un alternatif yorumlar sunarak ve insanın açıklıktaki içsel hataları vurgulayarak Tugendhat’a karşı Heidegger savunusunu konu edinmektedir. Beşinci ve son bölüm, Heidegger’in pozisyonunu pragmatist filozoflarla karşılaştırarak Tugendhat’ın yorumunu savunmaktadır. Sonuç, Tugendhat’ın eleştirilerinin ya göz ardı edildiğini ya da yetersiz bir şekilde ele alındığını öne sürerek, eleştirilerin cevapsız kaldığını ve Heidegger’in metinlerine hermenötik şiddet uygulamaksızın kapsamlı bir çözümün mümkün görünmediğini vurgulamaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Epistemology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | May 7, 2024 |
Submission Date | February 1, 2024 |
Acceptance Date | March 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.