This study aims to debate relation between civil society and state, in axis of ontological, epistemological, methodological and political opinion of Hegel, Marx and Gramsci by revealing philosophical continuity and breaks with each other. In this context, according to Hegel who placed Geist which he said to be revealed as spirit of history, at the center of his ontology, the whole universe and everything related to the existence of man has come to being with “Geist’s” opening of itself in an infinite manner. According to Hegel, while family and civil society are the obligation and conflict fields where Geist imprisoned, state as the most competent manifestation of Geist, has an ethical, universal and transandantal quality. Hegel have reached this understanding with dialectic method. According to Marx, what makes history is not “Geist” but human activities which are shaped with social and economic conditions. Marx who followed Hegel in methodological terms has broken away from Hegel ontologically and replaced his idealism with materialism. According to Marx who put material relations of production at the center, state is not ethical and universal, but an instrument of the ruling class as a reflection of conflicts in civil society that is field of economic relations. Gramsci has revealed motive role of superstructure with Hegelian continuities by exceeding with historical block which is organic and holistic unity of structure and superstructure, economic determinism problem that Marxism fell into. According to Gramsci who based on his hegemony theory this historical block, civil society turn into field of economic, political and ideological hegemonic struggle and the state turn into unity of force and consent equipped with hegemony, rather than a simple pressure instrument.
Bu çalışma, sivil toplum ve devlet ilişkisini, Hegel, Marx ve Gramsci’nin ontolojik, epistemolojik, metodolojik ve politik düşünceleri ekseninde, birbirleriyle olan felsefi süreklilik ve kopuşları ortaya koyarak tartışmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, ontolojisinin odağına, tarihin ruhu olarak açığa çıktığını söylediği “Geist”ı yerleştiren Hegel’e göre, tüm evren ve insani var oluşa ilişkin her şey, Geist’ın kendini sonsuzca açması ile ortaya çıkmıştır. Hegel’e göre, aile ve sivil toplum, Geist’ın hapsolduğu zorunluluk ve çatışma alanlarıyken, devlet Geist’ın en yetkin tezahürü olarak, etik, evrensel ve aşkın bir nitelik taşımaktadır. Bu kavrayışa Hegel, diyalektik yöntemiyle ulaşmıştır. Marx’a göre ise, tarihi yapan Geist değil, sosyal ve ekonomik koşullarla şekillenen insan etkinlikleridir. Metodolojik açıdan Hegel’i izleyen Marx, ontolojik açıdan Hegel’den kopmakta, onun idealizminin yerine materyalizmi koymaktadır. Maddi üretim ilişkilerini merkezine alan Marx için devlet, ekonomik ilişkiler alanı olan sivil toplumdaki çatışmaların yansıması olarak etik ve evrensel değil, egemen sınıfın bir aracıdır. Gramsci ise, altyapı ve üstyapının organik ve bütüncül birliği olan tarihsel blok ile marksizmin içine düştüğü ekonomik determinizm problemini aşarak, üstyapının devindirici rolünü Hegelyen sürekliliklerle ortaya koymuştur. Hegemonya kuramını bu tarihsel bloğa dayandıran Gramsci için sivil toplum, ekonomik, siyasi ve ideolojik hegemonya mücadelelerinin alanına, devlet ise, basit bir baskı aracından ziyade, hegemonya ile donatılan zor ve rızanın birleşimine dönüşmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 12, 2021 |
Submission Date | February 7, 2021 |
Acceptance Date | March 8, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 31 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.