Adı genel olarak Çağdaş Fransız Feminizmi içinde anılan Luce Irigaray, özelde cinsel farklılığa dayalı feminizm teorisyenidir. Irigaray, feminist söylemini, kadın-erkek eşitliği talebi üzerinden değil, cinsel fark düşüncesi üzerinden oluşturmuştur. “Cinsel farklılık” kavramı, Irigaray tarafından “toplumsal cinsiyet” ve “biyolojik cinsiyet” kavramlarının yerine bir alternatif olarak kullanılmaktadır. Cinsel fark kavramı onun feminist söyleminin taşıyıcısıdır. Irigaray’ın feminist söyleminin stratejisi, cinsel farklılığa dayanan ve “Farklılık Kültürü” olarak adlandırdığı yeni bir kültür yaratmayı amaçlamaktadır. Bu yeni kültür, yeni bir dişi kimlik yaratarak kadını eril olanın karşısına koyacak ve kadınların erkekler ile eşit değere sahip olmasını sağlayacaktır. Bu açıdan temel amaç, iki cinsiyete birden yer açan bir “cinsiyet kültürü” yaratmaktır. Bu kültürü yaratacak metodoloji nedir? Irigaray’a göre bu kültürü yaratacak olan, onun dönüştürücü bir eylem olarak gördüğü “mimesis”tir. Kadın, erkek egemen kültürün dilini mimesis yolu ile dönüştürerek kendisine mal eder. Bu sayede mimesis, dişi bedenin negatif anlamlarından kurtularak pozitif anlamlar yüklenmesini, bir özne olarak görülebilmesini sağlar.
Luce Irigaray, whose name is generally referred to in Contemporary French Feminism, is a “sexual difference” based feminism theorist in particular. Irigaray has formed her feminist discourse not on the demand for equality between women and men, but on the idea of sexual difference. The concept of sexual difference is used as an alternative to the concepts of “sex” and “gender” by Irigaray. The concept of sexual difference is the carrier of her feminist discourse. The strategy of Irigaray's feminist discourse aims to create a new culture based on sexual difference, which she calls the "Culture of Difference". This new culture will create a new female identity, set the women opposed to the masculine gender and ensure that women have equal value with men. In this respect, the main aim is to create a “gender culture” that makes room for both genders. What is the methodology to create this culture? According to Irigaray, what will create this culture is "mimesis", which she saw as a transformative action. The woman appropriates the language of the male-dominated culture by transforming it through mimesis. In this way, mimesis allows the female body to get rid of negative meanings, to load positive meanings, and to be seen as a subject.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 21, 2022 |
Submission Date | February 10, 2022 |
Acceptance Date | March 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 33 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.