Yemek, insanın bedensel ve zihinsel evriminde, insan yaşamının devamlılığındaki en hayati ihtiyaçtır. Kadın cinsiyetinin insan türünün devamlılığını sağlayan rolü ve annelik sürecinde bebek için gerekli besini belli bir süre kendi bedeninden sağlaması, beslemek ve kadın arasında doğal bir ilişkinin kurulmasına neden olmuştur. Aile ve ev gibi sınırları çizilmiş küçük bir alanda yaşamsal olan ancak yaşamsal olduğundan çok da söz edilmeyen işleri kadınlar sürdürmüşlerdir. Feminist kadın hareketi, bu rol dağılımına, kadınların bu işleri yapmasının ataerki tarafından kontrol edilme ve baskılama araçları olduğunu belirterek karşı çıkmıştır. Ancak cinsiyet diğer pek çok kültürel unsur gibi toplum tarafından belirlenmekte ve kültürel, sınıfsal, etnik olarak pek çok konuda değişkenlik göstermektedir. Bundan dolayı kadın ezilmişliğinin de tek bir seyrinin ya da bu ezilmişliğe karşı tek bir direniş yolunun olmadığı yine feminist düşünce içerisinde ortaya çıkmıştır. Ev kadınların sadece ortak, tek tip ataerki tarafından baskı gördükleri bir alan değil, farklı ataerkil güçlerle mücadele ettikleri, ataerkilliği dönüştürdükleri ve onunla müzakere ettikleri bir alandır. Her toplumun erkeklik ve kadınlık anlayışı bir olmadığı gibi aynı toplumda her sınıfta, her bölgede, her ailede ve her dönemde böyle bir genel geçer ataerkil baskıdan bahsetmek mümkün değildir. Bu çalışma farklı kuşaktan kadınların eve ait bir üretim alanı olan mutfakta ataerkil baskıyla ve kendi benlikleriyle ilişkilenme hâllerine odaklanmaktadır. Çalışmada Ünye’de gerçekleşen alan araştırmasında toplanan veriler kullanılmıştır. Çalışma için Ordu’nun Ünye ilçesinde, Ünye’ye evlilik yoluyla gelmiş, burada doğup büyümüş, burada yaşayan ve kendini Ünyeli olarak tanımlayan toplamda 23 kadınla yarı yapılandırılmış ve 4 kadınla da hikâye çemberi yöntemiyle gerçekleştirilmiş görüşmeler yapılmıştır. Çalışmada analiz edilen anlatımlarda yer verilen görüşmeci isimleri görüşmecilerin hassasiyetlerinden dolayı değiştirilerek verilmiştir. Üç farklı kuşaktan kadınla görüşme yapılmış olmasına rağmen ataerkil baskı ve kadınların mutfak üzerinden benlik anlatımlarına birinci ve ikinci kuşak kadınlarda rastlanmıştır. Bu sebeple çalışmada geleneksel toplum yapısının en çok etki ettiği bu kadınların anlatılarına yer verilmiştir. Çalışmada Ünye’nin bugünkü mutfağının kadınların tercih ve sorumlukları tarafından belirlendiği, kadınların mutfakta ataerkil baskıya maruz kalmalarına rağmen yine de burada kendilerine yaratıcı ve kendilerini güçlü kılıcı bir alan yarattıkları tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Ağustos 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |