Among the diverse architectural discourses that emerged after the Industrial Revolution, biomimicry, which began to gain popularity from the 21st century onwards, offers an innovative perspective on the relationship between nature and architecture in terms of design. However, due to various reasons such as personal, environmental, economic, political, etc., it fails to reflect its principles both theoretically and practically. When biomimicry fails to reflect its principles, distinguishing between formal imitation and true biomimicry becomes challenging, blurring the boundaries between the concepts. Clarifying this ambiguity that complicates the distinction of concepts and increasing the effectiveness of nature-centered designs, particularly in theoretical and practical domains within the context of biomimicry, is the primary aim of this study. Valuation criterion which is conducted based on parameters such as perception, dynamism, internal-external relationships, energy and resource efficiency, and environmental compatibility have been determined to clarify the ambiguity between formal imitation, which is result-oriented, and biomimicry, which is process and observation-oriented by analyzing 12 different buildings where the living form can be clearly observed through the entire structure. It has been observed that in cases which natural process is not sufficiently examined or understood in the design phase, the integration of natural forms into design cannot surpass formal imitation, zoomorphic and phytomorphic forms are the most suitable approaches to architectural biomimicry design and it is possible to differentiate formal imitation and biomimicry through observation, process, repetition, integrity and adaptation factors.
Biomimicry Formal Imitation Nature-Centered Approaches Architecture-Nature Relationship
Endüstri devrimini takiben çeşitlenen mimarlık söylemleri arasında 21. yüzyıldan itibaren popülerleşmeye başlayan biyomimesis, doğa ve mimarlık ilişkisine tasarım boyutunda yenilikçi bir perspektif sunmasına rağmen kişisel, çevresel, ekonomik, siyasi vb. birçok nedenden ötürü ilkelerini teori ve pratikte yansıtamamaktadır. Biyomimesisin ilkelerini yansıtamadığı durumlarda biçimsel taklitle arasında ayrım yapmak zorlaşırken, kavramlar arasındaki sınır, muğlak bir hal almaktadır. Çalışmanın temel amacı; biyomimesis ve biçimsel taklidin arasındaki farkın anlaşılmasını güçleştiren benzerliklerin netleştirilmesi ve biyomimesis özelinde doğa merkezli tasarımların teorik ve pratik alanlardaki etkinliğinin artırılmasıdır. Araştırmada sonuç odaklı bir yaklaşım olan biçimsel taklit ile süreç ve gözlem odaklı bir yaklaşım olan biyomimesis arasındaki sınırların netleştirilmesi için kavramlar özelinde fark yaratan değerlendirme kriterleri belirlenmiş olup; bu muğlak sınır, yapı kabuğunda canlı formunun net olarak okunabildiği 12 farklı yapı örneği üzerinden algı, dinamizm, iç-dış ilişkisi, enerji ve kaynak verimliliği ve çevre ile uyum parametreleri doğrultusunda analiz edilmiştir. Yapılan değerlendirmede, tasarım aşamasında doğal süreçlerin yeterli düzeyde incelenmediği veya anlaşılamadığı durumlarda doğadaki formun tasarıma entegre edilmesinin biçimsel taklitten öteye geçemediği, hayvansı ve bitkisel biçimlenişlerin biyomimesisin tasarım ilkelerine en uygun yaklaşımlar olduğu ve gözlem, süreç, tekrar, bütünlük, uyum faktörleri üzerinden biyomimesis ve biçimsel taklidin net olarak ayrıştırılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Biyomimesis Biçimsel Taklit Doğa Merkezli Yaklaşımlar Mimarlık ve Doğa İlişkisi
Bu çalışma Doç. Dr. Özge GÜNDEM danışmanlığında Araş. Gör. Saruhan KORKMAZ tarafından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde hazırlanan Biyomimetik Tasarım Örnekleri Üzerinden Biçimsel Taklidin Değerlendirilmesi başlıklı tezden üretilmiştir. Makale yazarları Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsüne ve tezin hazırlandığı Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı’na teşekkür ederler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimari Tasarım, Sürdürülebilir Mimari, Mimarlık (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 12 Mayıs 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 19 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 40 Sayı: 3 |