Bu makale, çoğunlukla terörle ilgili meselelerin egemen olduğu güncel dönemde, devletler düzeyinde güvenlik ve insan hakları kavramları arasındaki ilişkiye odaklanacaktır. Terörizm, Soğuk Savaş sonrası dönemde ve özellikle “11 Eylül” saldırılarını müteakip, ulusal ve uluslararası güvenlik ajandalarını daha fazla değiştirir hale gelen bir “acil durum” olarak ele alınacaktır. Bu gibi “acil durum”larda güvenlik ve haklar söylemleri arasındaki denge fikrini incelerken, her iki tarafın destekçilerine dikkat çekilecektir. Bu şekilde, ana görüş, geniş bir bağlamda diğer tüm haklardan yararlanabilmek için güvenliğin tüm insanlar için bir ihtiyaç olduğu ve terörizmin, insanların hak ve özgürlükleri ile sorunları çözme amaçlı “müzakereler” önündeki en büyük engellerden birini teşkil ettiği fikriyle açıklanabilir. Bu düşünceye bağlı olarak, tamamen sürdürülebilir güvenli bir ortamın tesisini teminen, terör tehdidi gibi acil durumlarda dahi, güvenlik ile hak ve özgürlükler söylemleri arasındaki dengeyi korumanın, Batı’nın “başat” güçleri dahil tüm Devletler için temel önkoşullardan biri haline geldiği ifade edilecektir
This paper will focus on the relation between security and human rights at the states’ level within the current period dominated mostly by terrorism-related issues. Terrorism will be taken as an emergency issue, which has changed national and international security agenda more frequently in the post-Cold War and increasingly during post 9/11 era. While examining the particular idea of a balance between security and rights-discourses in such emergency times, supporters of both sides will be given attention. So, the main argument can be explained in line with the idea that security is a need for all human beings in order to enjoy any other kinds of rights in a wider context, and terrorism is one of main obstacles to peoples’ rights and liberties and to any kind of “deliberations” to find solutions. It will be argued correspondingly, for a fully sustainable secure environment, even during emergency times, like under a terrorist threat, keeping the balance between security and rights-discourses has turned to be one of the main prerequisites for all States, including for Western “supreme” powers
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Criminology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2019 |
Submission Date | May 12, 2014 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 21 Issue: 2 |