Dünyamız insanının 400-500 milyonunun aç, 900 milyon çocuğun ise yetersiz beslenme nedeniyle sağlıklarının tehlikede olduğu bilinmektedir (Hansen, 1975; Hoffmann ve Legel, 1984). Global olarak gıda maddelerindeki artışın (%2.2) nüfus artışına (%1.8) oranla daha fazla olmasına karşın aç ve yetersiz beslenenlerin sayısında bir azalmanın görülmemesinde (Münch, 1984), aynı zamanda gıda maddelerinde üretimden tüketime kadar olan aşamalarda %55.3’e varan oranlarda bozulmaların tesbit edilmiş olması (Kröber, 1984) bir neden olabilir. O halde açlıkla mücadelede ürünün rantabl olarak değerlendirilmesi yanında mevcut kaynaklardan da en bilinçli bir şekilde yararlanılması esas olmalıdır.
Dünyamız insanının 400-500 milyonunun aç, 900 milyon çocuğun ise yetersiz beslenme nedeniyle sağlıklarının tehlikede olduğu bilinmektedir (Hansen, 1975; Hoffmann ve Legel, 1984). Global olarak gıda maddelerindeki artışın (%2.2) nüfus artışına (%1.8) oranla daha fazla olmasına karşın aç ve yetersiz beslenenlerin sayısında bir azalmanın görülmemesinde (Münch, 1984), aynı zamanda gıda maddelerinde üretimden tüketime kadar olan aşamalarda %55.3’e varan oranlarda bozulmaların tesbit edilmiş olması (Kröber, 1984) bir neden olabilir. O halde açlıkla mücadelede ürünün rantabl olarak değerlendirilmesi yanında mevcut kaynaklardan da en bilinçli bir şekilde yararlanılması esas olmalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 1, 1990 |
Published in Issue | Year 1990 Volume: 15 Issue: 5 |