Bilindiği üzere Hasankeyf yerleşimi, 2020 yılı itibariyle büyük oranda Ilısu Baraj Gölü suları altında kalmıştır. Hasankeyf’in Aşağı Şehir olarak bilinen kent merkezi ve Dicle Nehri’nin sol yakası tamamen su altında kalırken, özgün bir dokuya sahip Yukarı Şehir olarak bilinen kale yerleşmesi azami su tutma seviyesinin üzerinde kalmıştır. Hasankeyf Yukarı Şehir belgeleme çalışmaları, acil önlem gerektiren anıtsal yapıların belirlenmesi ve belgelenmesi amacıyla, 2002 yılı Aralık ayı içerisinde, ODTÜ-TAÇDAM koordinatörlüğündeki bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında, kent dokusunun bütünlüğü ile yapı ünitelerine yönelik tespitler yapılmış, yerleşim dokusunun özellikleri, yapı malzemeleri ve inşa teknikleri, kent dokusunun ve ünitelerin mekânsal özellikleri, mimari öğeler ile yapıların mevcut durumu ve koruma sorunlarına ilişkin bilgi toplanmıştır. 2002 yılından sonra, Yukarı Şehir’ deki çalışmalar anıtsal yapılar çevresinde yürütülen arkeolojik çalışmalar ile sınırlı kalmıştır. Son 20 yıllık süreçte, Hasankeyf Yukarı Şehir, doğal etkenlerin yanı sıra, yoğun ziyaretçi girişi, kontrolsüz erişim ve dolaşım ve baraj su tutma seviyesinin üzerinde kalan alanların güçlendirilmesi için inşa edilen istinat duvarının bir sonucu olarak ağır tahribata uğramıştır. Belgeleme çalışması, son 20 yıllık dönemde oluşan tahribat öncesindeki durumu ortaya koyması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın önemli bir çıktısı olan kültürel varlıklar envanteri, Yukarı Şehir ile ilgili yeni çalışmalar için de zemin teşkil etmektedir.
As it is known, Hasankeyf settlement has been largely flooded by the waters of the Ilısu Dam Reservoir since 2020. The city center of Hasankeyf, known as the Lower City, and the left bank of the Tigris River were completely submerged, while the Upper City with a unique urban fabric, remained above the maximum water level. Hasankeyf Upper City documentation study was carried out by a team under the leadership of METU-TAÇDAM in December 2002 and aimed at the documentation and identification of monumental structures that require urgent measures. In the last 20 years, Upper City has been subjected to severe damages due to many reasons, such as the construction of the retaining wall sustaining the areas over the water level, the uncontrolled access and circulation of the visitors within the area as well as the natural causes of deterioration. In this perspective, the information collected in the mentioned documentation study in 2002, bears a significant value presenting the state of the urban settlement of Upper City before the destruction of the last two decades. The inventory of cultural assets would be an important basis for the future studies regarding the Upper City.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Urban History, History and Theory of the Built Environment, Architecture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 19, 2024 |
Submission Date | May 10, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 |