Disipliner sınırların artan geçirgenliği farklı disiplinler arasında kuramsal ve kavramsal hareketlilikler meydana getirmiştir. Bu hareketler içerisinde mimarlık kuramı özel bir konumda yer alır; çünkü mimarlıkta kuram, disiplinler-arası yaklaşımlar ile gittikçe genişleyen bir bilgi alanına dönüşmüştür. Çalışma, mimarlığın disipliner sınırlarının genişlemesine ve yeniden tanımlanmasına neden olan bu benimsemelerin sınırlarını ve yönlerini açığa çıkarmayı hedefler. Bu hedef doğrultusunda, mimarlık ve medya kesişimindeki geniş literatürden, çeşitli veri tabanlarında üç aşamada gerçekleştirilen aramalar ile belirlenen bir ön değerlendirme listesi oluşturulmuş ve bu listeden ağırlıkla medya ve mimarlığa odaklanan çalışmalar seçilerek bir inceleme listesi belirlenmiştir. Bu listedeki çalışmalar ise baskın temalarına göre sınıflandırılmış ve Michael Ostwald’in kuram/kavram benimsemelerini tek yönlü benimseme, hibritleşme ve çok yönlü benimseme şeklinde açıklayan modeli aracılığı ile çözümlenmiştir. Çalışmada yapılan çözümlemeye göre mimarlık, medya kuram ve kavramlarını ağırlıkla ve daha kolaylıkla tek yönlü olarak benimsemekte ve bu tek yönlü benimseme ile kendi bilgi alanını genişletmektedir. Ancak, hibritleşme ve çok yönlü benimsemenin de olduğu görülür; bu iki benimseme biçimi disipliner bilgi için daha önemli etkiler oluşturur. Bunun nedeni medyadan alıntılanan kavram veya kuramın disipline tam olarak nüfuz etmesi ve bu nedenle mimarlık için önerdiği dönüşümdür. Özellikle, çok yönlü benimsemede mimarlık kuramı ve medya kuramının olabilecek en üst seviyede iç içe geçtiği görülmüştür. Çalışma, kavramsal hareketliliklerin elverişliliğinin bu iki bilgi alanının uzantı/protez kavramlarında açığa çıkan ortak kökeninin altında yattığı sonucuna varır.
Increasing permeability of disciplinary boundaries results in the theoretical and conceptual mobilities among different disciplines. Architectural theory has a unique position within these transactions since it transformed into an ever-expanding knowledge terrain via interdisciplinary perspectives. By undertaking different modes of appropriations in the architecture-media relationship, this study aims to disclose the directions and extents of these transactions. For this reason, a comprehensive literature survey was performed on certain databases. From these searches an examination list is created by selecting the studies focusing on media and architecture. Next, these studies are categorized based on their dominant themes and analyzed via Michael Ostwald's model, which is composed of uni-directional, hybridization, and multi-directional appropriation modes. The study found that architecture predominantly and more easily engages with media in the uni-directional mode since this mode does not affect the basic premises of the discipline and just expands its knowledge domain. Yet, hybridization and multi-directional appropriations are also observed, resulting in more significant impacts on architecture’s disciplinary knowledge. This significance is primarily due to the interpenetration of the concept or theory appropriated from media and the transformations it suggested for architecture’s premises. Specifically, in multi-directional appropriation, architectural theory and media theory intertwine preeminently. The study concludes that it might be the shared origin of two knowledge fields as revealed in the concepts of extension/prosthesis that underlie the convenience of these conceptual transactions.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Architecture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2023 |
Submission Date | November 21, 2021 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 6 Issue: 1 |