Hindistan’ın doğusunda, Burma’nın batısında yer alan, kuzeyinde Tibet ve Assam, güneyinde körfez ile sınırlı Bengal; Maurya, Gupta, Pala ve Sena başta olmak üzere çok sayıda imparatorluk ve hanedanlığa ev sahipliği yaparken Hinduizm, Budizm, Brahmanizm, Cainizm gibi inanışlar için en önemli merkezlerden biri olmuştur. Birbirinden farklı siyasi teşekkül ve inanışlar çerçevesinde özgün bir kültür ve coğrafyayı bünyesinde barındıran Bengal’in, İslâm dini ile ilk temasları IX.-X. yüzyıllarda Müslüman tüccarlar vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Yaklaşık yüz yıllık iki taraf arasındaki bu ticari ilişki, vuku bulacak Muhammed Bahtiyar Kalaç’ın fethi için meşru bir zemin hazırlamıştır. Müslüman tüccarların Bengal’in körfeze sınırı olan kısmında, sahil kesiminde Bengal halkı ile olan ilk temasları süre gelen yıllarda gittikçe artmış, bu durum iki tarafın birbirini yakından tanıması noktasında önem arz etmiştir. Ticaret faaliyetleri sebebiyle gelişen ikili ilişkiler karşılıklı güvenin tesisine ortam hazırlamış,
Gurlu sultanı Muizeddin Muhammed’in Hindistan seferleri doğrultusunda Pencap bölgesinin fethi ve idaresiyle görevlendirilen Kutbeddin Aybeg, Delhi’de hâkimiyetini tesis ederken Muhammed Bahtiyar Kalaç’ı da hizmetine almıştır. Türkmenlerin Kalaç boyuna mensup olan Muhammed Bahtiyar, her ne kadar Bengal halkı ve Müslüman tüccarlar arasındaki ilk etkileşim Bengal’in güney kısmında gerçekleşse de, hedefi olarak gördüğü söz konusu bölge için sefer güzergâhı olarak kuzeybatı bölgesini tercih etmiştir. O, seferin başında hedef olarak Leknevtî’yi göstermesine rağmen ani bir manevra ile yönünü Sena hanedanlığının merkez şehri Nadia’ya çevirmiştir. Müslüman tüccarlar ile Bengal halkı arasındaki ticari ilişkiyi lehine kullanmak isteyen Muhammed Bahtiyar Kalaç, Sena racası Laksmanasena’nın saray kapısına kadar tüccar kılığında gelmiş bu durum bölge halkı tarafından şüphe duyulmamasını sağlamıştır. Nitekim dönemin Sena racası Laksmanasena’yı hazırlıksız yakalayan, onun sarayına baskın yapmak suretiyle yenilgiye uğratan Muhammed Bahtiyar Kalaç, hiçbir Türk komutanının erişemediği Bengal coğrafyasının ilk kez Türk-İslâm hâkimiyeti altına girmesini sağlamıştır.
Muhammed Bahtiyar Kalaç, Bengal’e hâkim olmasının ardından İslâmiyet’in kalıcı ve sistemli bir şekilde tesisi için hankâh, medrese ve camii başta olmak üzere bölgedeki ilk İslâm müesseselerini kurmuştur. Muhammed Bahtiyar Kalaç’ın Bengal’i fethi ve mimari eserlerin inşası, pek çok Müslüman din adamının Bengal’e gelerek burada dini faaliyetler yürütmesine vesile olmuş böylece müesseseleşmeye doğru gidilmiştir. Bengal’de Müslüman nüfusun artış göstermesi, fetih neticesinde Türkistan coğrafyasından ve Kalaç boyundan kayda değer bir nüfusun bu bölgeye gelmesi Bengal’de Türk varlığının tesisi için de ayrı bir öneme sahipti. Nitekim günümüzde Hindistan ile Myanmar arasında kalan kuzeyde Tibet, güneyde körfez ile sınırları çevrelenen Bangladeş’te nüfusun çoğunluğunu Müslümanların teşkil etmesinde en önemli başarı Muhammed Bahtiyar Kalaç’a ait olup Delhi Türk Sultanlığı’nın iktidarı boyunca bu manadaki faaliyetler büyük bir gayretle devam etmiştir.
Bengal is located in the east of India, and west of Burma, bounded by Tibet and Assam in the North and the gulf in the South; While hosting the Maurya, Gupta, Harsha, Pala and Sena Empires while home to numerous empires, dynasties and became one of the most important centers for religions such as Hinduism, Buddhism, Brahmanism, and Jainism. Bengal, which has a unique culture and geography within the framework of different political formations and beliefs, first contact of the region with the religion of Islam was realized by means of muslim traders in the IX.-X. century. This trade relationship between the two sides for nearly a century prepared a legitimate ground for the conquest of Muhammad Bahktiyar Khilji, which would occur in the future. The first contact of Muslim merchants with the people of Bengal in the coastal part of Bengal, which borders the gulf has gradually increased over the years. This situation was important in terms of getting to know each other closely. The bilateral relations developed due to trade activities have prepared the environment for the establishment of mutual trust, thus unwittingly provided the sociological environment necessary for the conquest of Bengal.
Kutbeddin Aybeg, who was assigned with the conquest and administration of the Punjab region in line with the Indian expeditions of the Ghurid Sultan Muizeddin Muhammad, while establishing his dominance in Delhi he took Muhammad Bahktiyar Khilji into his own service. Mohammad Bakhtiyar, who is a member of Khilji tribe of Turkmans, although the first interaction between the people of Bengal and Muslim traders took place in the southern part of Bengal, he preferred the northwest region as the expedition route for the region which he saw as his target. Although it looks like Lakhnauti as the target at the beginning of the expedition, with a sudden maneuver he turned his direction to Nadia, the central city of the Sena dynasty. Mohammad Bakhtiyar Khilji, who wants to use the commercial relationship between muslim merchants and the people of Bengal in his favor, the Raja of Senas came to the palace door of Lakshmanasena in the guise of a mercant and this situation ensured that the people of the region were not suspicious. As a matter of fact Mohammad Bakhtiyar Khilji who caught Lakshmanasena who was Senas Raja of the time unprepared and defeated him by raiding his palace, he ensured that the Bengal geography which no Turkish commander could reach came under Turkish-Islamic domination for the first time.
After dominating Bengal, Mohammad Bakhtiyar Khilji established the first Islamic institutions in the region especially hankah, madrasah and mosque for the permanent and systematic establishment of Islam. Mohammad Bakhtiyar Khilji’s conquest of Bengal and the construction of architectural monuments enabled many Muslim clergy to come to Bengal and carry out religious activities there thus went towards institutionalization. The conquest had a special importance for the establishment of the Turkish presence in Bengal. as a result of increase in the Muslim population in Bengal and the arrival of a significant population from the Turkestan geography and Khilji tribe to this region. As a matter of fact, Mohammad Bakhtiyar Khilji had the most important success that Muslims constitute the majority of the population in Bangladesh which is surrounded by Tibet in the north and the gulf in the south which is between India and Myanmar today and activities in this sense continued with great effort during the rule of the Delhi Turkish Sultanate.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 20, 2023 |
Submission Date | February 3, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |