Türk mitolojisi ve kültüründe Tanrı'nın yarattığı her şey bir ruha, töze sahiptir. Eski Türk kültüründen bugünkü Anadolu kültürüne uzanan süreçte bu inanç halen devam etmekte ve özellikle tabiattaki canlı cansız her varlığa saygı duyulmaktadır. Yeryüzü, gökyüzü ve yeraltını birbirine bağladığına inanılan ağacın, tüm dünya mitlerinde olduğu gibi Türk kültürü ve mitolojisinde de özel bir yeri vardır. Dalları, gövdesi ve kökleriyle çeşitli Türk mitolojik anlatıların başrolünde yer alır. Kimi zaman yedi ya da dokuz dallı dallarıyla, kimi zaman, evreni çeviren ejderhaların köklerinden beslenmesiyle, kimi zaman da kovuğundan doğan Türklerin atasının eşi kutsal ışıkla Türklerin türeyiş efsanelerinde kozmik bir motiftir. Kutsal bir rahimdir, doğumdur ve yaşamın simgesidir. Ağaç kültü, kozmogonik, kozmolojik ve yeraltı dünyasına ait mitlerde ortak bir motif olup farklı uygarlıkların anlatılarında “Dünya Ağacı veya Hayat Ağacı” şeklinde sıklıkla geçmektedir. Türklerde ise Kutupyıldızı ile bağlantılı olarak geçen kozmik ağaç kültü, Temurkazuk (Demirkazık), Altunkazuk, Altankazguk, Bay Kayınk, Evliya ağaç gibi çeşitli isimlerle anılmaktadır. Ağaç, bu özellikleriyle aynı zamanda Tanrı’ya kurban sunumlarında yapılan spiritüel yolculukların da başlangıç noktası olması açısından ruhların göçtüğü/uçtuğu kozmik bir kapıdır. Uzun yaşamın, huzurun, refahın, sükûnetin ve bereketin simgesidir. Dalları, gökyüzüne uzanır; burası kapısında çift başlı kartalın tünediği Tanrı’nın katıdır. Bu katın koruyucusu ve bekçisi kartaldır. Türk kamlık inanışına göre dokuz dallı ağaçta bulunan kartal yuvaları kamların eğitimlerinde kullanılmaktadır. Kartalın yuvasında bulunduğu süre kadar, kam da namzetlikten bilgeliğe ulaşır. Kartalın ağacın yuvasında kuluçkaya yatma süresi arttıkça koruyucu ve yardımcı ruhları da artar; dolayısıyla bilgeliği artar. Özellikle kamın Tanrı ve ondan sudûr olan göksel ruhlarla olan iletişiminde ağaç bir köprü görevi görür. Kam davullarında kozmik motiflerin yanında ağaç da bulunmaktadır. Dolayısıyla kamlarının hayatının başlangıcında, eğitimlerinde ve ölümlerinde ağaç, önemli bir figürdür. Ölümlerinde davulları parçalanır, ömrünü tamamlar ve kayın ağacının dalına asılır. Bazen de kamın açık bir tabut içinde ağacın dalına konulduğu ve yırtıcı hayvanlar tarafından eti yenildikten sonra ağacın dibine gömüldüğü bilinmektedir. İnanışa göre, demir kartalın içinden doğan, ağacın gövdesinde kartal yuvasında eğitimini tamamlayan kamın ölümünde de ruhu yine ağaç üzerinden göğe yükselir. Eski Türk inanç kültüründe ve şaman memoratlarında yeryüzüne doğru, yeryüzünden de göğe doğru ruh göçlerinin ağaç vasıtasıyla yapıldığı anlatılır. İslamiyetten sonra da bu inancın bir yansıması olarak mezarlara ağaç dikilmeye devam etmektedir. Türk mitolojik anlatılarında ve kam ritüellerinde Akçam, Karaçam, Kayın, Sedir, Çınar, Ihlamur ve Servi ağaçları en çok isimleri geçen ağaç türlerindendir. İslamiyetten sonra ise hurma, elma, nar ve gül ağaçları kullanılmış hatta Osmanlı Devleti’nde düğün ve sünnet alaylarında süslenen ve hurma ağacı anlamına gelen nahıl şenliklerine de sembol olmuştur. Ağaç aynı zamanda devletin kendisi olup mitolojik anlatılarda merkezi otoriteyi simgeleyen bir metafordur. Ata ruhlarının makamı ve hükümdarlık sembolüdür. İslamiyetle birlikte bu kültün kullanılmaya devam ettiği, şekil değiştirerek sanatta ve mimaride devletin sembolü, simgesi ve bir motifi olarak kullanılmaya devam ettiği görülmüştür.
Everything created by God in Turkish mythology and culture has a soul and substance. This belief still persists in the period from the old Turkish culture to today's Anatolian culture and especially all living and non-living things in nature are respected. The tree, which is believed to connect the earth, sky and underground, has a special place in Turkish culture and mythology as in all myths of the world. It plays the leading role in various Turkish mythological narratives with its branches, trunk and roots. It is a cosmic motif in the genesis myths of the Turks sometimes as seven or nine branches, sometimes as the dragons that surround the universe feeding on their roots, sometimes as the sacred light, wife of the ancestor of the Turks born out of its hollow. It is a sacred womb, birth and symbol of life. Tree cult is a common motif in cosmogonic, cosmological and underground myths, and it is frequently mentioned as "World Tree or Tree of Life" in the narratives of different civilizations. In Turks, the cosmic tree cult, which is related to the Polar Star, is referred to by various names such as Temurkazuk (Demirkazık), Altunkazuk, Altankazguk, Bay Kayınk, Evliya tree. With these features, the tree is also a cosmic gate through which souls pass in terms of being the starting point of the spiritual journeys made in sacrificial presentations to God. It is the symbol of long life, peace, prosperity, tranquility and abundance. Its branches reach out to the sky; this is the place of God, where the double-headed eagle perches at its door. The guardian of this floor is the eagle. According to the Turkish “shaman” belief, the eagle nests on the trees with nine branches are used in the training of the “shaman”. The longer the eagle incubates in the nest of the tree, the more its protective and helper spirits increase; hence his wisdom increases. Especially in the communication of the shaman with God and the heavenly spirits from him, the tree acts as a bridge. There are trees in shaman drums as well as cosmic motifs. Therefore, the tree is an important figure in the beginning of shamans' life, in their education and in their deaths. When they die, their drums are shattered, they end their life, and they hang on a beech tree branch. Sometimes it is known that the shaman was placed on the branch of the tree in an open coffin and was buried at the bottom of the tree after the flesh was eaten by predators. According to the belief, the soul of the shaman, who was born inside the iron eagle and completed his education in the eagle's nest on the trunk of the tree, also rises to the sky over the tree. In the ancient Turkish belief culture and shaman memorates, it is told that soul transmigrations towards the earth and from the earth to the sky are made by means of trees. As a reflection of this belief, trees continue to be planted in graves after Islam. In Turkish mythological narratives and shaman rituals, white pine, black pine, beech, cedar, plane, linden and cypress trees are among the most mentioned tree species. After Islam, date, apple, pomegranate and rose trees were used and even became a symbol of the “nahıl” festivals, which means date tree, decorated in wedding and circumcision processions in the Ottoman Empire. The tree is also the state itself and is a metaphor that symbolizes the central authority in mythological narratives. It is the seat of ancestor spirits and a symbol of rulership. It has been observed that this cult continued to be used with Islam, changing its shape and continuing to be used as a symbol, and motif of the state in art and architecture.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 20, 2021 |
Submission Date | May 22, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 3 Issue: 6 |