Mustafa Kemal Pasha graduated from the Military Academy in 1905, and six years later he fought his first war against imperialism on the Tripoli Front in 1911. His outstanding success on the fronts of the First World War, which took place between 1914 and 1918, brought Mustafa Kemal Pasha a great reputation both in the national and international arenas. The Ottoman Empire, which was in the losing group at the end of the First World War, signed the Armistice of Mudros with the Allied Powers, the winners of the war, on October 30, 1918. Immediately after the signing of the Armistice of Mudros, the Allied Powers began to occupy the lands of the Ottoman Empire, using the seventh article of the agreement as an excuse. Mosul was occupied by the British on November 3, 1918, and Iskenderun was occupied by the British on November 9, 1918. On November 13, the naval forces of the Allied Powers took control of Istanbul under the pretext of military control. At a time when the Ottoman Empire, having lost the First World War, was writhing in despair and bowing to the occupation ambitions of the Allied Powers, a young commander whose star had just risen would take on all the responsibility and engage in activities that would change the fate of a nation.
Mustafa Kemal Pasha, who returned to Istanbul following the loss of the First World War and made various initiatives there for about six months, made preparations to change the fate of the Turkish Nation in a period when the Ottoman Empire administrators desperately accepted what would happen. Aware of the power of the press in creating public opinion, Mustafa Kemal Pasha held interviews with important Istanbul newspapers in order to increase his recognition, and published a newspaper called Minber with his friends. Mustafa Kemal Pasha, who tried to reach an important position in the Istanbul Governments established in his first days in Istanbul and to fight for the liberation of the Turkish Nation by having a say in the administration of the Ottoman Empire, aimed to move to Anatolia and start a resistance there when he could not achieve this goal. During this process, Pasha, on the one hand, met with Sultan Vahdettin and the Grand Vizier Damat Ferit Pasha and gained their trust, on the other hand, he would hold some meetings in Istanbul with the former members of the Committee of Union and Progress, which was still in an active position despite being officially closed. In addition, Mustafa Kemal Pasha, who came together with the representatives of the Allied Powers that kept Istanbul under de facto occupation, aimed to prevent any possible interference in the preparations before his departure to Anatolia. During these meetings, Pasha had the chance to observe the goals of the Allied Powers and their problems among themselves.
In 1919, the Allied Powers increased their pressure on the Ottoman Empire. Many people known as former Unionists and patriots were arrested in Istanbul. While these were happening in Istanbul, the ultimatum given by the Allied Powers to the Ottoman Empire in April 1919 and their occupation of Anatolia opened the door to a new era. Meanwhile, the disorderly events that occurred around Samsun emerged as an important opportunity for Mustafa Kemal Pasha to move to Anatolia. Mustafa Kemal Pasha's success in the First World War, especially in the Gallipoli Front, and his relationship with many important statesmen, commanders and especially Sultan Vahdeddin while he was in Istanbul, made it easier for him to be sent to Samsun with the authority of the Ninth Army Inspector. Mustafa Kemal Pasha managed to form a team with people like himself, who saw resistance against occupations as the only way of salvation and who trusted only the Turkish Nation in this struggle, and with the step he took in Samsun Port on May 19, 1919, he began his struggle to lead the Turkish nation to independence.
Mustafa Kemal Paşa 1905 yılında Harp Akademisi’nden mezun oldu ve 1911 yılında Trablusgarp Cephesi’nde İtalyanlara karşı mücadele etti. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı’nın cephelerinde göstermiş olduğu üstün başarı Mustafa Kemal Paşa’ya hem ulusal hem de uluslararası arenada büyük bir ün kazandırdı. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda savaşı kaybeden grupta yer alan Osmanlı Devleti, savaşın galibi olan İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzaladı. İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasından hemen ardından antlaşmanın yedinci maddesini bahane ederek Osmanlı Devleti’nin topraklarını işgal etmeye başladı. 3 Kasım 1918’de Musul, hemen ardından 9 Kasım 1918’de İskenderun İngilizler tarafından işgal edildi. 13 Kasım’da ise İtilaf Devletlerine ait donanma kuvvetleri askeri kontrol bahanesiyle İstanbul’da kontrolü ele geçirdi. Birinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Osmanlı Devleti’nin çaresizlik içerisinde kıvrandığı ve İtilaf Devletlerinin işgal emellerine boyun eğdiği bir dönemde, yıldızı henüz parlamış genç bir komutan bütün sorumluluğu üstüne alacak ve bir ulusun kaderini değiştirecek faaliyetlere girişecekti.
Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesini takiben İstanbul’a dönen ve burada yaklaşık altı ay boyunca çeşitli girişimlerde bulunan Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Devleti yöneticilerinin çaresizce olacakları kabul ettikleri bir süreçte Türk Milletinin kaderini değiştirecek hazırlıklar yaptı. Basının kamuoyu oluşturmada gücünün farkında olan Mustafa Kemal Paşa tanınırlığını arttırmak amacıyla önemli İstanbul gazeteleri ile mülakatlar yaptı, arkadaşları ile birlikte “Minber” adında bir gazete çıkardı. İstanbul’daki ilk günlerinde, kurulan İstanbul Hükümetlerinde önemli bir mevkiye gelmeye ve Osmanlı Devleti idaresinde söz sahibi olarak Türk Milletinin kurtuluşu için mücadele etmeye çalışan Mustafa Kemal Paşa, bu amacına ulaşamayınca Anadolu’ya geçerek burada bir direniş başlatmayı hedefledi. Paşa bu süreçte bir taraftan Padişah Vahdettin ve sadrazam Damat Ferit Paşa ile görüşerek onların güvenini kazanırken diğer taraftan resmi olarak kapatılmasına rağmen hala etkin bir konumda bulunan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin eski üyeleriyle İstanbul’da bazı görüşmeler yapacaktı. Bunun yanında İstanbul’u fiili işgal altında tutan İtilaf Devletleri temsilcileriyle de bir araya gelen Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya hareketinden önce hazırlıklara yapılabilecek müdahalelerin de önüne geçmeyi amaçlıyordu. Paşa bu görüşmelerde İtilaf Devletlerinin hedeflerini ve kendi aralarındaki problemlerini gözlemleme şansını yakaladı.
1919 yılına girildiğinde İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti üzerindeki baskısını iyice arttırdı. İstanbul’da eski ittihatçı ve vatansever olarak bilinen birçok kişi tutuklandı. İstanbul’da bunlar yaşanırken İtilaf Devletleri’nin 1919 yılı Nisan ayında Osmanlı’ya verdikleri ültimatom ve Anadolu’daki işgalleri yeni bir dönemin de kapısını aralamış oldu. Bu sırada Samsun civarında ortaya çıkan asayişsizlik olayları Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmesi için önemli bir fırsat olarak ortaya çıktı. Mustafa Kemal Paşa’nın Birinci Dünya Savaşı’nda, özellikle de Çanakkale Cephesi’nde gösterdiği başarı, İstanbul’dayken birçok önemli devlet adamı, komutan ve özellikle Padişah Vahdeddin ile olan ilişkisi onun Dokuzuncu Ordu Müfettişi yetkisiyle Samsun’a gönderilmesini kolaylaştırdı. Mustafa Kemal Paşa kendisi gibi işgallere karşı direnmeyi tek kurtuluş yolu olarak gören ve bu mücadelede sadece Türk Milletine güvenen kişilerle bir kadro oluşturmayı başardı ve 19 Mayıs 1919’da Samsun Limanı’na attığı adım ile Türk ulusunu bağımsızlığa eriştirecek mücadelesine başladı.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Republic of Turkiye |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 20, 2024 |
Submission Date | November 6, 2023 |
Acceptance Date | December 17, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 6 Issue: 11 |