İnsan hakları konusunda dünya genelinde belirli bir uzlaşı sağlanırken insan kavramının içinde yer alan ancak tüm toplumlarda var olan kadının her alanda ve her bakımdan geri olması insan haklarının tam olarak gerçekleşmesini engellemekteydi. Kadınlar sadece geri kalmış toplumlarda ayrımcılığa uğramamakta gelişmiş toplumlarda da kadınlara yönelik ayrımcılık söz konusuydu. Batı'da ortaya çıkan kadın hareketleri ya da feminist hareketler bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması amaçlıydı. Başlangıçta eğitim hakkı, oy hakkı gibi taleplerden yola çıkan kadın hakları savunucuları 1960’lı yıllardan itibaren toplumun her alanındaki ayrımcılığın ortadan kalkması ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB)’ndeki ilkelerin tam anlamıyla hayata geçirilmesinin mücadelesini verdi.
Tek başına insan haklarıyla ilgili düzenlemelerin kadınların haklarını sağlamada yetersiz kalması spesifik düzenlemeler yoluyla kadın haklarının geliştirilmesi için çaba harcandı. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), bu bakımdan önemli bir dönüm noktasıdır. İnsan haklarının tam anlamıyla uygulanması, dezavantajlı durumda olan kadınların haklarının daha fazla korunması ile mümkündür. Bu sebeple kadına karşı her türlü ayrımcılığı yasaklayan CEDAW, taraf devletlerin iç hukuklarının Sözleşme ile uyumlu hale getirilmesinde denetim mekanizmaları yoluyla taraf devletler üzerinde zorlayıcı bir etkide bulundu.
CEDAW’la başlayan kadın hakları ile ilgili evrensel düzenlemelerin yanı sıra Avrupa Konseyi de Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) ile özellikle şiddet odaklı hak ihlallerini ortadan kaldırmak amacıyla taraf devletlere yeni yükümlülükler getirdi.
CEDAW’a ve İstanbul Sözleşmesine taraf olan Türkiye kendi iç hukukunda Anayasa başta olmak üzere birçok kanunda köklü değişiklere giderek taraf devlet olarak yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Sadece kamu kurum ve kuruluşlarının ve personellerinin değil toplumun tüm bireylerinin kadın hakları konusunda bilinçlenmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesinden 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle çekilmiş olsa dahi, uluslararası sözleşme olan CEDAW, Anayasa, Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve 6248 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, kadın haklarını korumaya her bakımdan devam etmektedir.
While a certain consensus was been reached worldwide on human rights, the fact that women who are included in the concept of human beings and exist in all societies, have been on the back burner in all areas and in all respects has prevented the full realization of human rights. Women have not only been discriminated against in underdeveloped societies but also in developed societies. The women's movements or feminist movements that emerged in the West were aimed at eliminating this discrimination. Women's rights advocates, who initially set out with demands such as the right to education and the right to vote, have fought for the elimination of discrimination in all areas of society and the full realization of the principles of the Universal Declaration of Human Rights (UDHR) since the 1960s.
Since human rights regulations alone were insufficient to ensure women's rights, efforts were made to promote women's rights through specific regulations. The Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women (CEDAW) is an important milestone in this respect. The full realization of human rights is only possible with greater protection of the rights of disadvantaged women. Therefore, CEDAW, which prohibits all forms of discrimination against women, has had a coercive effect on State Parties through its supervisory mechanisms in harmonizing their domestic laws with the Convention.
In addition to the universal regulations on women's rights that started with CEDAW, the Council of Europe has also introduced new obligations for state parties with the Council of Europe Convention on Preventing and Combating Violence against Women and Domestic Violence (Istanbul Convention) to eliminate rights violations, especially those centered on violence.
As a party of CEDAW and the Istanbul Convention, Türkiye is trying to fulfill its obligations as a party state by making radical changes in many laws, especially the Constitution. Efforts are being made to raise awareness of women's rights not only among public institutions and organizations and their personnel, but also among all members of society.
Although Türkiye withdrew from the Istanbul Convention with a Presidential Decree published in the Official Gazette on March 20, 2021, the international convention CEDAW, the Constitution, the Turkish Civil Code, the Turkish Penal Code and Law No. 6248 on the Protection of the Family and Prevention of Violence against Women continue to protect women's rights in all respects.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Public Administration |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 27, 2023 |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | June 7, 2023 |
Acceptance Date | June 26, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |