Plato, who had played the great role in philosophical history, had the great effect on development of philosophical thinking through the evaluating the differences between the knowledge types that he called epistêmê and doksa. The intellectual way of him while he were setting the conceptual differentiations between these concepts, still stands there as a guide for us whenever we try to make a division between true knowledge and just an opinion. In order to keep alive this dialectical route, my target is to examine the concept of art in Plato’s philosophy in this paper. While I am handling the concept of art, I focus on the general judgment that ‘Plato was an opponent of art and artist’ and I will try to show what he opposed is not the art itself but rather the knowledge type which is called as ‘doksa’. In accordance with this target, in the first chapter I took a glance at the art activities in the Plato’s age. In the second chapter I inquired the difference between epistêmê and doksa in Plato’s epistemology briefly. Plato called the knowledge type which is based on the appearances as doksa, while he called the knowledge type which is conceived through reason by the process of dialectical investigation as epistêmê. In the third chapter I analyzed the rhetoric as sophists’ art. In the fourth chapter, I had tried to describe mimesis as the tragedy actor’s art. The common feature of these arts which Plato had addresseed is that both of them include doksa as their content. Thus, I had tried to show what Plato had critiqued is not the art in general, but rather the specific and particular type of an art which includes knowledge type doksa.
Felsefi tarihte büyük rolü olan Platon, felsefi düşünsel gelişime en büyük katkıyı epistêmê ile dóksa olarak adlandırdığı bilgi türleri arasındaki ayrımı gözetmekle yapmıştır. İlk sistemli diyalektikçi olan bu ustanın kavramlar arasındaki ayrımı yaparken izlediği düşünsel yol, bugün halen gerçek olan ile sadece sanıya dayanan bilgi türleri arasında ayrım yapmaya çalıştığımızda önümüzde bir rehber olarak bulunmaktadır. Bu diyalektik rotayı canlı tutmak adına bu çalışmada, Platon düşüncesindeki sanat kavramını incelemeyi hedefliyorum. Platon’un sanat kavramını incelerken, Platon’a yöneltilen ‘sanat ve sanatçı karşıtı’ olma iddiasını güncel bir problem olarak ele alarak, onun düşüncesinde karşı çıktığı olgunun genelde sanatın kendisi değil, gerçek olmayan e.d. doksa türü bilgiyi içeriği olarak alan tikel bir sanat türü olduğunu aktarmaya çalıştım. Bu hedef doğrultusunda, birinci başlık kapsamında Platon’un çağında yer alan sanat etkinliğine bir göz attım. İkinci başlık kapsamında, Platon’un bilgikuramında epistêmê ile doksa arasında yaptığı ayrımı kısaca inceledim. Üçüncü başlık kapsamında, retoriği sofistlerin sanatı olarak inceledim. Dördüncü başlık kapsamında, taklidi tragedya oyuncusunun sanatı olarak betimlemeye çalıştım. Her iki sanat türünde de Platon’un işaret ettiği ortak özellik, doksa türü bilgiyi içerikleri olarak taşımalarıdır. Böylelikle Platon’un sanat eleştirisinin temelinde yatanın genelde sanat değil, doksa türü bilgiyi içeriği olarak alan ve toplumda yayılmasında işlevselliği olan özel ve tikel bir sanat biçimi olduğunu göstermeye çalıştım.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 24, 2021 |
Submission Date | November 21, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 9 Issue: 1 |
e-ISSN: 2148-5232