İklim değişikliği karşılaştırılabilir zaman periyotlarında doğal iklim değişkenliğine ek olarak, insan faaliyetlerinin atmosfer bileşimini etkilemesi sonucu iklimde meydana gelen değişiklik olarak tanımlanır. İklim değişikliğinin etkileri nüfusun büyük çoğunluğunu barındıran kentsel alanlarda daha fazla hissedilecektir. Biyoklimatik konfor insanların bulundukları atmosferik ortamın hava koşullarından rahat ve mutlu hissetmesi durumudur. Konforsuz koşullar insanların sağlık sorunlarına, iş verimlerinde, refah ve mutluklarında azalma gibi birçok sosyal, ekonomik ve fiziksel olumsuzluklara neden olmaktadır. Amasya, Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde Canik Dağları’nın art bölgesinde, Yeşilırmak vadisi boyunca kurulmuş bir Anadolu kentidir. Amasya’da Karadeniz iklimi ile Karasal iklim arasında geçiş iklimi özellikleri yaşanmaktadır. Çalışmada Amasya meteoroloji istasyonunun 1991 - 2020 yılları arası ölçüm verileri, yakın (2021 – 2050) ve uzak gelecek (2069 – 2098) öngörülerinde ise RCP4.5 ve RCP8.5 senaryolarının günlük verileri kullanılmıştır. Yöntem olarak RayMan modeli aracılığıyla PET (Physiological Equivalent Temperature) indisinden yararlanılmıştır. Biyoklimatik konfor şartlarının mekânsal dağılımında Coğrafi Bilgi Sistemleri yazılımlarından ArcGıs 10.5 programı kullanılarak yükselti ve arazi kullanım özellikleri dikkate alınmıştır. Çalışma sonucunda kış mevsiminde “çok soğuk” ve “soğuk” streslerinin yaşandığı, yaz mevsiminde ise “sıcak” stresinin algılandığı görülmüştür. Gelecekte ise kış mevsiminde soğuk algılamaların azalacağı, yaz mevsiminde ise insan sağlığını tehdit edecek seviyede sıcaklıkların etkili olacağı ve konforlu koşulların azalacağı öngörülmektedir. Yaşanacak bu değişimler kentsel ısı adalarının genişlemesine, birtakım sağlık problemlerinin ve soğutmaya duyulan ihtiyacın artmasına neden olacaktır. İklim değişikliğinin biyoklimatik konfor koşullarına olan olumsuz etkilerini azaltmak için, coğrafi bakış açısıyla ekolojik ve sürdürülebilir kentsel tasarım ve planlamaların yapılması gerekmektedir.
Climate change is defined as the change in climate that occurs as a result of human activities affecting the composition of the atmosphere, in addition to natural climate variability, over comparable time periods. The effects of climate change will be felt more in densely populated urban areas. By definition, bioclimatic comfort is the situation in which people feel comfortable and happy with the weather conditions of the atmospheric environment they are in. Uncomfortable conditions can cause many social, economic, and physical negativities such as a decrease in people's productivity, welfare, and happiness levels, as well as health problems in humans. In this study, it is aimed to examine the spatial distribution of the bioclimatic comfort conditions of Amasya, an Anatolian city, and to develop projections for the expected conditions in the future. In the study, the measurement data of Amasya meteorology station between 1991 and 2020, and the daily data of the RCP4.5 and RCP8.5 scenarios in the near (2021 - 2050) and far future (2069 - 2098) foresights were used. As a method, PET (Physiological Equivalent Temperature) index was used by means of RayMan model. In the spatial distribution of bioclimatic comfort conditions, altitude and land use characteristics were taken into account by using Geographic Information Systems (GIS). According to the findings, it was observed that "very cold" and "cold" stresses were experienced in the winter season, and "hot" stress was perceived in the summer season. In the future, it is foresighted that cold perceptions will decrease in winter, temperatures that threaten human health will be effective, and comfortable conditions will decrease in summer. These changes will cause the expansion of urban heat islands and increase in some health problems and the need for cooling. In order to reduce the negative effects of climate change on bioclimatic comfort conditions, ecological and sustainable urban design and planning should be done with a geographical point of view.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 28, 2022 |
Submission Date | February 22, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 10 Issue: 1 |
e-ISSN: 2148-5232