At the same time that the general name for the animal diseases and treatments are “Baytarname”, this name has been used for a fortiori horses and horse breeding in Islamic World- over and above, for the diseases of horses and treatments. When works and their contents written about this topic are examined, this affair can be more clearly apprehended. Those kinds of works about horses and horse breeding in Islamic World including horse diseases and treatments are such as on the whole “baytarname”, “riding”, “archery” and “swordsmanship” and they are called as “fürûsiyye, haylnâme, kitab-ı hayl”. Horses and horse breeding have been an important and meaningful topic in Turks and horse has been pretty important place in their life. In many Turkish governments, the names of positions have been determined according to horses and have always been a symbol of esteem and honesty in Turkish proverbs and sayings. In addition, verses from Koran and Hadiths telling about the value of horses helped reinforce these esteems and honesties. Horses in Turks were believed to be the second most honest one after human being. In Turks, especially in Ottoman Empire time, most baytarnames were penned inspiring from Aristo’s baytarnames and in time, they have been turned into a public figure. Interpreted by Tayyarzade Ata from an Arabic work, Tuhfetü'l-fârisîn fî-ahvâli huyûli'l-mücâhidîn is also an identity of work. In this article this translation work will be handled as an example of Baytarname and will be introduced
Hayvan hastalık ve tedavileri üzerine yazılmış eserlerin genel adı baytarnâme olmakla beraber, bu isim İslâm dünyasında daha ziyade at ve atçılık üzerine, daha da özeli at hastalık ve tedavileri üzerine yazılmış eserler için kullanılmıştır. Bu konuda yazılmış eserler ve muhtevaları incelendiğinde bu durum daha açık bir şekilde görülmektedir. İslâm dünyasında at ve atçılığa dair eserlerin at hastalık ve tedavilerini içerenleri genellikle baytarnâme, binicilik, okçuluk, silahşorluk gibi konuları içerenleri de fürûsiyye, haylnâme, kitâb-ı hayl gibi adlar ile anılmıştır. At ve atçılık Türklerde önemli ve anlamlı konulardan olmuş ve atın birçok bakımdan yeri özel bulunmuştur. Birçok Türk devletinde makam ve mansıp isimleri ata dayalı olarak tespit edilmiş, atasözü ve deyimlerde de at daima itibar ve şeref simgesi olarak kullanılmıştır. Ayrıca, atın değerini anlatan ayet ve hadisler de bu itibar ve şerefin iyice pekişmesine yol açmıştır. At, Türklerde insandan sonra yaratılmışların en şereflisi olarak kabul edilmiş bir hayvandır. Türklerde, özellikle Osmanlı sahasında baytarnâmelerin çoğu Aristo’ya ait Baytarnâme’den esinlenilerek yazılmış ve bunlar zamanla anonim bir karakter kazanmıştır. Tayyarzâde Ata tarafından Arapça bir eserden çevrilen Tuhfetü'l-fârisîn fî-ahvâli huyûli'l-mücâhidîn de böyle bir eser hüviyetindedir. Bu makalede bu tercüme eser, bir baytarnâme örneği olarak ele alınıp tanıtılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2013 |
Submission Date | December 12, 2014 |
Published in Issue | Year 2013 Issue: 1 |
e-ISSN: 2148-5232