Tekkeler, tasavvuf âdâb ve erkânının öğretildiği ve tarikata ait merasimlerin yapıldığı yerlerdir. İlk tekkeler, 8. yüzyılda kurulmaya başlamıştır. Bu tarihi müteakiben hızla İslam dünyasındaki şehir ve kırsal alanlara yayılmışlardır. Tekkelerde öncelikle bireylerin mânevî olarak gelişimi amaçlanmakla birlikte şeyh ve dervişler, çoğu defa yaşadıkları devrin iç ve dış meselelerinden uzak bir hayat sürmemişlerdir. Bazen dışarıdan yapılan düşman saldırılarına karşı ülkelerini müdafaa etmek için savaşırlarken bazen de gayrimüslim devletlere karşı yürütülen gaza hareketlerine katılmışlardır. Böylece birçok şeyh ve derviş, vatanlarının korunmasına ve ülke topraklarının genişletilmesine katkı sağlamıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde uç bölgelerinde kurulan tekke ve zâviyeler, bulundukları yerlerin imar ve iskânında mühim roller üstlenmişlerdir. Burada yaşayan şeyh ve dervişler, boş toprakları ziraata açmak suretiyle üretime katkıda bulunmuşlardır. Ayrıca yaşadıkları bölgelerin güvenliğini de sağlamışlardır. Böylece ıssız olan bu yerleri mamur hale getirerek muhacirlerin iskânına hazırlamışlardır. Tekke şeyhleri Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminden itibaren maddî ve mânevî nüfuzlarıyla padişahların yanlarında yer alarak onlara destek olmuşlardır. Osmanlı devlet adamlarının sûfî çevrelerle olan müspet ilişkileri, devletin yıkılışına kadar devam etmiştir. Hatta Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında da birçok tekkenin ciddi düzeyde katkıları olmuştur. Bazı tekkeler işgal altında bulunan İstanbul ile Millî Mücadele’nin yürütüldüğü Ankara arasında gizli bir lojistik üs olarak hizmet etmişlerdir. Kurtuluş Savaşı’na katılmak isteyen kadroların ve muharip kuvvetlere lazım olan silahların el altından Anadolu’ya sevk edilmesinde takdire şayan bir hizmette bulunmuşlardır. Bu çalışmada Osmanlı sadrazamlarından Köse Mustafa Paşa tarafından 1753 tarihinde İstanbul surlarının dışındaki Otakçılar mevkiinde yaptırılan Maktûl Mustafa Paşa Tekkesi ele alınacaktır. Günümüzde adeta unutulmaya yüz tutmuş olan Maktûl Mustafa Paşa Tekkesi, dönemin kaynakları ve araştırma eserlerinden hareketle incelenecektir. Maktûl Mustafa Paşa Tekkesi’nin mimarî yapısı, görevlileri ve hizmet sahası hakkında bilgi verilecektir. Tekkenin toplumun mânevî hayatı üzerindeki etkisine ilaveten burada kurulan matbaa sayesinde Osmanlı bilim ve kültürüne katkısı üzerinde de durulacaktır.
Teşekkürler.
Tekkes are places where the sufi ādāb (etiquette) and the arkān (order) are taught and ceremonies belonging to the sect are held. The first tekkes began to be established in the 8th century. Following this period, they quickly spread to cities and rural areas in the Islamic world. In tekkes, it is aimed primarily at the spiritual development of individuals. However, sheikhs and dervishes mostly did not live away from the internal and external issues of their time. Sometimes they fought to defend their country against enemy attacks; and sometimes they participated in the ghazas against non-Muslim states. Thus, many sheikhs and dervishes contributed to the protection of their homeland and the expansion of the country's territory. The tekkes and zawiyas established in the end regions of the Ottoman Empire during the establishment period played an important role in the development and settlement of the places they were located. The sheikhs and dervishes living there contributed to production by opening the wastelands for agriculture. They also ensured the security of the regions they lived in. Thus, they made these wastelands prosperous and prepared them for the settlement of the immigrants. Tekke sheikhs supported the sultans with their material and spiritual influence since the establishment of the Ottoman Empire. The positive relations of the Ottoman statesmen with the Sufi circles continued until the collapse of the state. In fact, many tekkes contributed significantly to the victory of the War of Independence. Some tekkes served as a secret logistics base between occupied Istanbul and Ankara, where the National Struggle was waged. They rendered a remarkable service in secretly transferring the staff who wanted to participate in the War of Independence and the weapons needed by the combat forces to Anatolia. In this study, Maqtūl Mustafa Pasha Tekke, which was built by Köse Mustafa Pasha, one of the Ottoman grand viziers, in 1753 in the Otakçılar district outside the city walls of Istanbul, will be discussed. Maqtūl Mustafa Pasha Tekke, which is almost forgotten today, will be examined based on the sources and research studies of the period. Information will be given about the architectural structure, staff, and service area of the Maqtūl Mustafa Pasha Tekke. In addition to the effect of the tekke on the spiritual life of the society, its contribution to Ottoman science and culture thanks to the printing house established there will also be emphasized.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2023 |
Submission Date | April 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 11 Issue: Cumhuriyet'in 100. Yılı Özel Sayısı |
e-ISSN: 2148-5232