Günümüz popüler bilim kavramlarından biri olan Antroposen, insan toplumunun Dünya yüzey sistemleri üzerindeki etkisine (özellikle olumsuz manada) vurgu yapan disiplinler arası bir çalışma alanıdır. Jeologlar kavramın yeni bir zaman aralığı olup olmadığını tartışırken jeomorfologların bir kısmı insan faaliyetleri ile muazzam bir dönüşüm geçiren yapay peyzaja odaklanmıştır. Böylelikle Antroposen, Jeomorfoloji’de Antropojenik Jeomorfoloji olarak karşılık bulmuştur. Antropojenik Jeomorfoloji, yer şekillerinin oluşumu ve gelişiminde insanları üçüncü bir ajan olarak ele almakta ve insan yapımı yer şekillerine odaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı Antropojenik Jeomorfoloji’ye ilişkin araştırmaları, veri madenciliği ve niceliksel yolla ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda 01/02/2024 tarihinde Web of Science veri tabanında Antropojenik Jeomorfolojiye ilişkin anahtar kelimelerle gerçekleştirilen sorgu işlemi sonucu yayınlara ait veri setine ulaşılmıştır. Veri seti, temizleme ve filtreleme işlemlerine tabi tutulduktan sonra kalan 103 makale üzerinden bibliometrik analiz gerçekleştirilmiştir. R programlama dili sürüm 4.3.1 içinde yer alan bibliometrix paketinin bir ara yüzü olan biblioshiny kullanılarak veriler analiz edilerek görselleştirilmiştir. Bulgulara göre; 2000’li yılların ortalarından itibaren alandaki yayın sayısı artmaya başlamıştır. 2010 yılından sonra dalgalanmalar olsa da yayın sayısı dikkat çekici şekilde artmıştır. Nitekim yayınların %90’ı bu döneme aittir. Araştırma hacmi açısından öne çıkan ilk üç ülke ise İtalya, Polonya ve İngiltere’dir. Ancak alandaki çalışmalarda uluslararası iş birliğinin sınırlı olduğu görülmektedir. Araştırmalarda yazarların sıklıkla kullandığı kelimeler antropojenik yer şekilleri, Antropojenik Jeomorfoloji, jeomorfolojik haritalama, insan etkisi ve madenciliktir. Bu kelimeler kavramsal ve metodolojik anlamda gelişme içerisinde olan disiplindeki ana araştırma alanlarını yansıtması bakımından önemlidir. İnsan aktivitesi ile bozulan peyzaj, bu alanların restorasyonu ve antropojenik yer şekillerini jeomorfolojik haritalara entegre etme çabası da dikkat çekicidir. Sonuç olarak uzaktan algılama teknolojilerindeki gelişimlerin alana önemli bir katkı sağladığı görülmüştür. Çalışma bu alandaki bilimsel üretime genel bir bakış sunmakla beraber Antropojenik Jeomorfolojinin gelişimini doğrulama çabası olarak değerlendirilmelidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Physical Geography |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2024 |
Submission Date | March 15, 2024 |
Acceptance Date | April 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 12 Issue: 1 |
e-ISSN: 2148-5232