Güvenlik çalışmaları Soğuk Savaş yıllarında klasik realizmin etkisi altında tehditler ve çıkarlar bağlamında yürütülmüş; Soğuk Savaş'ın sonlarına doğru şiddet, korku ve risk gibi kavramları da içererek kapsamı genişlemiştir. Ayrıca güvenlik ve güvensizliğin kaynağı sadece sonuçlar üzerinden değil, nedenler üzerinden de sorgulanmaya başlanmış ve ortaya eleştirel güvenlik çalışmaları çıkmıştır. Eleştirel güvenlik çalışmaları sadece güvenliğin nasıl sağlanacağıyla değil, güvensizliğin kaynağıyla ilgilendiğinden güvenliği sadece düşman ve düşmanlıkların bulunmadığı bir barış hali (negatif barış) olarak tanımlamak yerine sosyal, ekonomik ve kültürel yapıyı kapsayacak bir bütünlük içinde (pozitif barış) ele almış ve tehdit algısını epistemolojik düzlemde irdelemiş ve eleştirmiştir. Eleştirel güvenlik yaklaşımları, devlete yönelik tehdit ve riskler yerine bireyi merkeze alarak insan potansiyelinin önündeki engellere de dikkat çekmesi bakımından siyaset bilimine jeopolitiğin ve stratejinin ötesinde katkılarda bulunmuştur. Eleştirel güvenliğin bu düşünsel derinliğine ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da ortaya çıkan bir düşünce okulu olan Frankfurt Okulu kaynaklık etmiştir. Genellikle otorite ve önyargılarla ilgili problemler üzerine yoğunlaşan Frankfurt Okulu, güvenlik çalışmalarına özgürleşme kavramını kazandırmıştır. âBireyin sıkıntı ve güçlüklerden kurtularak mutluluğunun artmasıâ şeklinde tanımlanan âözgürleşmeâ, pozitif barış anlayışının gelişmesine neden olmuştur. Frankfurt Okulu düşünsel derinliği ve eleştirel yöntemi ile güvenlik alanında çalışan pek çok düşünürü ve ekolü etkilemiştir. İngiltere'deki Aberyswyth Üniversitesi'nde yapılan eleştirel güvenlik çalışmaları da bunlardan biridir. Bu çalışmada, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tehditleri kimlik sorunları ve ötekileştirmenin neden olduğu marjinalleşme üzerinden çözümleyen Aberyswyth (Galler) Ekolünün 11 Eylül terör saldırıları sonrası uluslararası alanda ortaya çıkan güvenlik sorunlarının analizine ilişkin eleştirel yaklaşımının tanıtılması amaçlanmıştır.
Güvenlik çalışmaları Soğuk Savaş yıllarında klasik realizmin etkisi altında tehditler ve çıkarlar bağlamında yürütülmüş; Soğuk Savaş'ın sonlarına doğru şiddet, korku ve risk gibi kavramları da içererek kapsamı genişlemiştir. Ayrıca güvenlik ve güvensizliğin kaynağı sadece sonuçlar üzerinden değil, nedenler üzerinden de sorgulanmaya başlanmış ve ortaya eleştirel güvenlik çalışmaları çıkmıştır. Eleştirel güvenlik çalışmaları sadece güvenliğin nasıl sağlanacağıyla değil, güvensizliğin kaynağıyla ilgilendiğinden güvenliği sadece düşman ve düşmanlıkların bulunmadığı bir barış hali (negatif barış) olarak tanımlamak yerine sosyal, ekonomik ve kültürel yapıyı kapsayacak bir bütünlük içinde (pozitif barış) ele almış ve tehdit algısını epistemolojik düzlemde irdelemiş ve eleştirmiştir. Eleştirel güvenlik yaklaşımları, devlete yönelik tehdit ve riskler yerine bireyi merkeze alarak insan potansiyelinin önündeki engellere de dikkat çekmesi bakımından siyaset bilimine jeopolitiğin ve stratejinin ötesinde katkılarda bulunmuştur. Eleştirel güvenliğin bu düşünsel derinliğine ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da ortaya çıkan bir düşünce okulu olan Frankfurt Okulu kaynaklık etmiştir. Genellikle otorite ve önyargılarla ilgili problemler üzerine yoğunlaşan Frankfurt Okulu, güvenlik çalışmalarına özgürleşme kavramını kazandırmıştır. âBireyin sıkıntı ve güçlüklerden kurtularak mutluluğunun artmasıâ şeklinde tanımlanan âözgürleşmeâ, pozitif barış anlayışının gelişmesine neden olmuştur. Frankfurt Okulu düşünsel derinliği ve eleştirel yöntemi ile güvenlik alanında çalışan pek çok düşünürü ve ekolü etkilemiştir. İngiltere'deki Aberyswyth Üniversitesi'nde yapılan eleştirel güvenlik çalışmaları da bunlardan biridir. Bu çalışmada, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tehditleri kimlik sorunları ve ötekileştirmenin neden olduğu marjinalleşme üzerinden çözümleyen Aberyswyth (Galler) Ekolünün 11 Eylül terör saldırıları sonrası uluslararası alanda ortaya çıkan güvenlik sorunlarının analizine ilişkin eleştirel yaklaşımının tanıtılması amaçlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2014 |
Submission Date | February 15, 2015 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 10 Issue: 20 |