Bu çalışma, Soğuk Savaş’ın ardından küresel uluslararası sistemin geleceğinin tartışılmaya başlandığı yıllardan günümüze kadar olan süreçte, Avrupa kıtasının uluslararası sistem içindeki yerini Almanya özelinde incelemektedir. 1990 sonrası, uluslararası sistemin, ABD’nin tek başına hegemon olarak mı kalacağı yoksa çok kutuplu bir dünyaya doğru mu evrileceği yaklaşık 30 senedir tartışılmaktadır. Avrupa kıtası özelinde ise Almanya Soğuk Savaş sonrası birleşmesinin akabinde yeni ve bilhassa ekonomik olarak parlak bir döneme giriş yapmıştır. Söz konusu dönem Uluslararası kuruluşların ve “yumuşak güç” kavramının ön plana çıktığı dönemler olarak tarihte yer edinmiştir. Makalenin araştırma sorusu ise; Almanya’nın ön plana çıktığı, Avrupa’nın demokrasi ve uluslararası iş birliği kavramlarının ABD hegemonyası ile ilintili olup olmadığı, eğer ilintili ise bunun hangi faktörlerle açıklanabileceğidir. Günümüzde uluslararası iş birliği ve uluslararası kurumların işlevselliği değil, çok kutuplu dünya ve potansiyel çatışma alanlarının fazlaca gündemde olmasından hareketle, Almanya’nın Küresel güçler karşısında yaşadığı sıkışmışlığın sistemsel nedenleri, söz konusu sıkışmışlıktan kurtulmasının seçenekleri John Mearsheimer’ın saldırgan realizm kuramından faydalanarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.
This study examines the position of the European continent within the international system, focusing specifically on Germany, from the years when the future of the global international system began to be debated following the Cold War up to the present day. Since the 1990s, there has been ongoing debate regarding whether the international system will remain dominated solely by the United States (U.S.) as a hegemon or evolve towards a multipolar world. Following the reunification of Germany after the Cold War, Europe and particularly Germany entered a new and notably economically prosperous period. This period has been characterized by the prominence of international organizations and the concept of “soft power”. The article’s research question is whether Germany’s prominence and the concepts of democracy and international cooperation in Europe are related to U.S. hegemony, and if so, which factors can explain this. Considering the current emphasis on the multipolar world and the prevalence of potential conflict areas rather than the functionality of international cooperation and institutions, the article aims to elucidate the systemic reasons for Germany’s constrictions vis-à-vis global powers and the options for alleviating this constriction by utilizing Mearsheimer’s theory of offensive realism.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | International Security, International Relations Theories |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | May 28, 2024 |
Acceptance Date | December 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: War and International System |