İbn Hazm, âyet ve hadislerin zâhirine bağlı kalmayı esas kabul eden Endülüslü bir müçtehittir. İbn Hazm, geniş rivayet bilgisiyle dikkat çekmektedir. Bir mezhebi veya kişiyi taklide karşı bir duruş sergilediği için mezhep mensuplarının yanlış olduğunu düşündüğü fikirlerini sert bir üslupla eleştirmiştir. O, mürseli fakihler gibi anlamış, senedin herhangi bir yerinde bir râvinin düşmesini mürsel olarak isimlendirmiştir. Kimliği belli olmayan bir râvi düştüğü için de mürsel hadisle ihticâc etmemiştir. Bu konuda Hanefî ve Mâlikîlerle tartışmış; delil kabul ettikleri mürsel hadisle zaman zaman amel etmeyerek usullerine muhalefet ettiklerini iddia etmiştir. Bu sebeple İbn Hazm’ın mürsel hadisle ilgili eleştirilerinin tespitinin ilmi bir araştırmaya konu olabileceği fikrine ulaşılmıştır. Bahsedilen ilmi boşluğu doldurmak üzere İbn Hazm’ın fıkıhla ilgili eserleri taranarak konuyla ilgili yirmi bir eleştirisi tespit edilmiştir. Eleştirilerin bir kısmı polemik tarzda olsa da bir diğer kısmı bazı âlimler tarafından haklı bulunmuştur. Yapılan eleştirilerin bazılarında İbn Hazm’ın işaret ettiği mürsel hadis muhatapların kaynaklarında bulunamamış, bazılarında ise hadis, muhataplar tarafından ele alınmış, çeşitli gerekçelerle amel edilmemiştir. İbn Hazm ilk iki asırda çeşitli sebeplere binaen ekol ya da mezheplerin mürsel hadisle amel etmesini önemsememiş, isnadın kullanılmaya başlaması ve gelişmesini değerlendirmelerine katmamış, kendi döneminde sistematik hale gelen mürsel hadisle ilgili usulü, hicri ilk iki asra da tatbik etmeye gayret etmiştir.
Ibn Ḥazm is an Andalusian mujtahid who adhered to the literal meaning of the Qur'anic verses and hadiths. Writing his books with the authority of an absolute mujtahid, Ibn Ḥazm stands out for his extensive knowledge of narrations. Due to his stance against blind imitation, he harshly criticized the opinions of sectarian followers that he deemed incorrect. He understood the term mursal like the jurists, referring to any drop in the chain of narrators as mursal. Because of the inclusion of an unidentified narrator, he did not consider mursal hadiths as valid evidence and debated this issue with Ḥanafīs and Mālikīs. He argued that they sometimes acted contrary to their own principles by not consistently following the mursal hadiths they accepted as evidence. For this reason, it has been concluded that Ibn Hazm's criticisms regarding mursal hadiths could be the subject of academic research. To fill this scholarly gap, Ibn Ḥazm's works on jurisprudence were examined, and twenty-one of his critiques on the subject were identified. While some of his criticisms were polemical, others were considered valid by certain scholars. In some of his critiques, the mursal hadiths he referenced could not be found in the sources of his opponents, while in others, the hadiths were acknowledged but not acted upon for various reasons. Ibn Hazm did not place much importance on the practice of following mursal hadiths in the first two centuries of Islam, disregarding the evolution and systematic use of chains of narration. Instead, he attempted to apply the systematic approach of his own time to the first two centuries after Hijra.
ابن حزم عالم موسوعي أندلسي غزير الإنتاج، كتب في مواضيع متنوعة شملت الفلسفة والحديث والأدب وتاريخ الأديان. وهو مجتهد محقق، يُعَدُّ التمسك بظاهر النصوص القرآنية والحديثية أساس منهجه، حيث لم يتبع في كتبه آراء مذهب أو شخص بعينه، بل التزم أصول وقواعد المنهج العلمي حسب اجتهاده الشخصي مدعوماً بالأدلة العقلية والنقلية. وكان يعرض الآراء المختلفة في المسألة ويناقشها بالتفصيل، مبرزًا أسباب رفضه لكلِّ رأي لا يتفق معه. ورغم أن بعض انتقاداته قد تكون جدلية، إلا أن بعضها الآخر يفتح آفاقًا جديدة للفهم وللنقد. كما إنَّه لم يتردد في نقد أي فكرة تتعارض مع رأيه، بغض النظر عن مصدرها.
وبناء على ذلك، يمكن فهم انتقاداته لأئمة المذاهب الأربعة في اتخاذه موقفًا رافضًا للتقليد الأعمى، مما دفعه إلى نقد آراء أتباع المذاهب التي يراها خاطئة بأسلوب حاد.
من المعروف أن هناك خلافًا حول تعريف الحديث المرسل. فالمحدثون يعرفونه بأنه ما رواه التابعي بقوله: "قال رسول الله ﷺ"، بينما يعرفه الفقهاء بأنه أي حديث فيه انقطاع في السند. وابن حزم - مثل باقي الفقهاء - استخدم مصطلح "المرسل" بمعنى المنقطع، أي؛ في سنده سقوط راوٍ قبل الوصول إلى النبي ﷺ. كما استخدم أحيانًا مصطلح "المرسل" للإشارة إلى الموقوف. وقد اعتبر الحديث المرسل ضعيفًا بسبب وجود راوٍ مجهول في السند، ولم يفرِّق بين من أرسله حتى لو كان من الثِّقات، مثل: سعيد بن المسيب، أو الحسن البصري، أو الزُّهري.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 11 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 28 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 14 |
Hadith Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.