Binyılların birikimi olan “örf, adet ve gelenek”, bütün medeniyetlerin teşekkülünde müspet veya
menfî şekilde etkisi olan bir olgudur. Toplumların yaşam biçimini etkileyen, içtimaî hayatın değer yargılarının
oluşmasında etkisi bulunan gelenekler, bir anda oluşmayıp süreç içerisinde beşer tarafından tecrübe edilerek
tekamüle erer ve muteberlik raddesine ulaşır. Örfî kaide ve kuralların oluşumunda doğa, iklim, coğrafya,
üretim ilişkileri, toplumsal ve ailevi bağlar, cinsiyet, sınıfsal farklılıklar, yönetim biçimi, çıkar ilişkisi veya
çatışması gibi unsurların etkisi olduğu gibi bu süreçte inanç olgusunun da etkili olduğu inkâr edilemez bir
gerçekliktir. Bahusus inanç-örf ilişkisinin düzeyi diğer unsurların ilişkisinden daha kuvvetli ve bu iki unsurun
ilişkisi diğerlerine nazaran daha iç içedir. Semavî olsun beşerî olsun bütün inanç sistemlerinde örfün iz
düşümüne rastlamak mümkündür. Öte taraftan konuya bir başka perspektiften yaklaşıldığında örfte de
inancın etkisini görmek keza olağan bir vakıadır. Bu realiteye binaen denebilir ki, inanç sistemleri ile örfî
birikimler arasında karşılıklı etkileşim söz konusudur. Bu manada inanç olgusu, örf ve adetlerin teşekkülünde
etki ettiği gibi örfî müktesebat ve adetler de inancı şu ya da bu şekilde etkilemiştir. Semavî dinler ve mukaddes
kitaplar; hitap ettiği toplumların dilini, kültürünü, yönetim şeklini ve sair ilişkilerini dikkat-i nazara aldığı gibi
yılların birikimi olan adet, gelenek ve göreneklerini de itibara almıştır. Semavî kitaplar zincirinin son halkası
Kur’an, ilk muhatap kitlesi olan Arap toplumunun şahsında kitlelerin örf ve adetlerini görmezden gelmeyip
dikkate almıştır. Bu manada Kur’an; ilk temas ettiği toplum şahsında yerleşik adet ve gelenekler hakkında
kimi vakit takrir eden, kimi vakit düzelten kimi vakit hüküm beyan etmeyen ve kimi vakit de şiddetle karşı
çıkan bir tutuma sahip olmuştur. Buna göre Kur’an, bazı adet ve gelenekleri ipka ederken bazısını sakıncalı
addedip ortadan kaldırmıştır. Kur’an’ın gelenek ve göreneklere yaklaşımı; örfe karşı kimi vakit negatif kimi
vakit pozitif tutumu, daha açık bir ifade ile, bazı gelenekleri ortadan kaldırmaya çalışması bazısına
dokunmaması hatta olumlu karşılaması hikmete dayanan bir yaklaşım olup Kur’an’ın gelenek olgusunu
toptancı bir şekilde ele almadığının bilakis meseleyi konu odaklı mülahaza edip değerlendirdiğinin
göstergesidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 1 |