The novel genre, which entered Turkish literature during the Tanzimat period, encompasses individual issues and a comprehensive narrative that addresses societal matters. Until the 1980s, most Turkish society lived in villages and rural areas. For this reason, village and peasant life became one of the main themes in Turkish novels. The hardships of village life, peasants oppressed under the pressure of the feudal structure, and the ultimate clash between the social order and the peasantry-embodied by figures such as the landlord, village headman, gendarme, and local elite-form the fundamental themes of these novels, contributing to the depth of the narrative. The cadres that founded the Republic did not view peasants merely as an economic component; for them, the peasantry was one of the most crucial figures in the modernization process.
With the rise of the Democrat Party to power, rural policies and discourses experienced a transformation, influencing the period's literature. In this context, Hafizi Toprak (1960) by Cengiz Tanker, which can be considered an example of rural discourse, forms the focal point of this study. Cengiz tanker portrays peasants by their realities. This study examines the reflection of rural discourse in literary texts through Hacizli Toprak (1960) by Cengiz Tuncer. Accordingly, the study first analyzes the representation of the village and peasantry in the novel, focusing on the grievances faced by the peasants and the ensuing resistance that arises from these grievances.
Village Literature novel discourse rural discourse Cengiz Tuncer.
topluma dair meseleleri de kapsayan geniş bir anlatıya sahiptir. 1980’li yıllara kadar Türk toplumunun önemli bir kısmı köylerde ve kırsal alanlarda yaşamıştır. Bu nedenle köy ve köylü hayatı, romanın ana izleklerinden biri haline gelmiştir. Köyde yaşamın getirdiği zorluklar, feodal yapının baskısı altında ezilen köylüler, ağa, muhtar, jandarma ve eşrafın en nihayetinde toplumsal düzenin köylü ile çatışması; köylünün yoksulluk, sanayileşme ve toplumsal çarkın dişli parçaları ile mücadelesi romanların temel izleği olmasına yardımcı olmakta, kurgunun işlenişine katkı sağlamaktadır. Cumhuriyet’i kuran kadrolar köylüleri yalnızca ekonomik bir organ olarak görmemiştir. Onlar için köylü, modernleşme sürecinin en önemli figürlerindendir.
DP’nin iktidara gelmesiyle köycü politikalar ve söylemler değişime uğramış, bu durum dönemin romanlarını etkilemiştir. Bu bağlamda, köycü söylemin örneklerinden biri olarak değerlendirilebilecek Cengiz Tuncer’in Hacizli Toprak (1960) adlı romanı, bu çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Cengiz Tuncer köylüleri, realitelerine uygun olarak kaleme almaktadır. Çalışmanın amacı, köycü söylemin edebî metinlerdeki yansımasını Cengiz Tuncer’in Hacizli Toprak (1960) romanı aracılığıyla incelemektir. Bu doğrultuda, çalışmada önce romanda köy ve köylünün ele alınış biçimi analiz edilmiş, köylülerin yaşadığı mağduriyetler ve bu mağduriyetler sonucunda gelişen başkaldırı anlatılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |