2019 Birleşmiş Milletler (BM) küresel göç verilerine göre dünya üzerinde yaklaşık 272 milyon kişi başka bir ifadeyle dünya nüfusunun %3,5’i uluslararası göçmenlerden oluşmaktadır. Hemen hemen her ülke dünya genelinde göçten etkilenmiştir. Dünya özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında toplu nüfus hareketlerine şahitlik etmiştir. Son elli yıllık dönemde 175 milyondan fazla kişinin kitlesel olarak göç ettiği bilinmektedir. Mültecilerin yapmış olduğu zorunlu göçler neticesinde, gidilen ülkenin, bölgenin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yapılarını değiştirerek gidilen coğrafyanın güvenliğini ve istikrarını da etkileyebildiği görülmektedir. Türkiye, coğrafi konumu itibariyle göçmenlere kapılarını açan, ihtiyaç duyanları koruma altına alan ve dünya kamuoyu tarafından da saygı duyulan bin yıllık köklü bir göç geleneğine sahiplik etmiştir. Son dönemlerde Ortadoğu’da, meydana gelen şiddet ve yoğunluğu gittikçe artan toplumsal çatışmalar, siyasi ve askeri belirsizlikler bölgesel karışıklıklar vb. sorunlar Türkiye’nin kültürel ve coğrafi olarak sınır ve yakın olduğu Suriye, Irak, İran gibi komşu ülkelerin çatışma alanlarından kaçarak, oldukça fazla sayıda insanın Türkiye sınırlarına gelmelerine ve sığınma talebinde bulunmalarına sebep olduğu görülmektedir. Göç konusu sadece göç alan devletlerde değil, küreselleşmenin hissedildiği veya yoğun olarak yaşandığı tüm coğrafyalarda gündemin ilk sıralarında yer almakta, herkesi ve her yapıyı ilgilendirmektedir. 2011 yılında göçe etmeye başlayan Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönmeyerek, Türkiye’ye yerleşmeye başlaması Türk eğitim politikalarında farklılığa sebep olmuştur. Bütün toplumlarda olmakla beraber göçmen toplumunda da en zayıf, en kırılgan ve en yüksek risk grubunu çocuklar meydana getirmektedir. Okullar, çocukların toplumsal uyumu açısından baskın kültürün kazandırıldığı yerlerdir. Okullar, bu bağlamda mülteci öğrencilerin toplumla bütünleşmesi bakımından önemli bir faktör olarak görülmektedir. Bu araştırmada Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde öğrenim gören öğrencilerin okullarındaki mülteci öğrencilere yönelik tutumları incelenmiştir. Bu amaçla Çorum ili merkez ve ilçelerinde bulunan mesleki ve teknik Anadolu liselerinde öğrenim gören 610 öğrenciye Sağlam ve Kanbur (2017) tarafından geliştirilen Mülteci Öğrenci Tutum Ölçeği (MÖTÖ) uygulanmıştır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda iletişim, uyum ve yeterlik olarak gruplandırılan öğrenci tutumlarının öğrencilerin yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi ve sınıfta mülteci öğrenci olup olmaması bakımından kısmen farklılık gösterdiği belirlenmiştir.
Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 8. Hitit Öğrenci Kongresinde bu makale bildiri olarak sunulmuştur.
According to the 2019 United Nations (UN) global migration data, about 272 million people worldwide, in other words, 3.5% of the world's population consists of international migrants. Almost every country has been affected by worldwide migration. The world has witnessed mass population movements, especially in the second half of the twentieth century. It is known that more than 175 million people have massively migrated during the last fifty-year period. As a result of the forced migrations of refugees, new country’s and region’s security and stability can be affected by changing the economic, social, cultural and political structures of the region. Due to its geographical location, Turkey opened its doors to migrants, protected those in need, and is also respected by the world. Turkey has had a thousand years old well-established migration tradition. Recently, as a result of increasing violent and intense social conflicts, political and military uncertainties, regional upheavals, etc., in the Middle East, quite a large number of people come to the borders of Turkey and seek asylum by fleeing the conflict areas of neighbouring countries such as Syria, Iraq, Iran, where Turkey is culturally and geographically has close borders. The issue of migration is at the top of the agenda not only in the states receiving migration, but also in all geographies where globalization is felt or experienced intensively, it also concerns everyone and every structure. The fact that Syrian citizens who started migrating in 2011 did not return to their countries and started settling in Turkey caused a difference in Turkish education policies. As the case in all societies, children are the weakest, most fragile and highest risk group in the migrant community. Schools are places where the dominant culture is acquired in terms of the social harmony of children. In this context, schools are seen as an important factor in terms of the integration of refugee students with society. In this study, the attitudes of students studying in Vocational and Technical Anatolian High Schools towards refugee students in their schools were examined. For this purpose, Refugee Student Attitude Scale (RSAS) developed by Sağlam and Kanbur (2017) was addressed to 610 students studying in Vocational and Technical Anatolian High schools located in the central and districts of Çorum province. Results of the analyses showed that the students’ attitudes which was grouped as communication, harmony and competence partially differ in terms of age, gender, grade level of the students and whether there are refugee students in the classroom.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |
Hitit Journal of Economics and Politics is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).