Kanser, artan vaka sayıları ve mortalite oranlarıyla küresel düzeyde bir sağlık sorunu olmanın ötesinde psikososyal ve manevi boyutları da olan önemli bir krizdir. Hastalarda görülen “neden ben?”, “neden kanser oldum?”, “Tanrı, bunu neden bana verdi?” gibi sorgulamalar, kanserin bireyin anlam ve inanç dünyasını sarsan varoluşsal ve manevi bir kriz olduğunu göstermektedir. Kanserin nedenine yönelik bu sorgulamalar ve arayış, hastanın kanser deneyiminde anlam bulma girişimini yansıtır. Anlam arayışı, bir krizin neden meydana geldiğini ve etkisinin ne olduğunu anlama ihtiyacını içerir. Anlamın ele alındığı yollardan birisi de nedensel yüklemelerdir. Kanser söz konusu olduğunda çevresel faktörler, şans, stres, kalıtım, diyet veya belirli kanserojenler gibi bilinen çok sayıda nedensel faktör sıralanabilir. Diğer taraftan hem kanser gibi yaşamı tehdit eden hastalıklarda hem de günlük hayatta insanlar sadece yaşam tarzı ve şans gibi seküler yüklemelerde bulunmazlar. Pek çok insan gündelik yaşamda sıradan olaylar yanında, travmatik ve kendilerini çaresiz bırakan olayların nedenlerini açıklamada “Allah’ın takdiri, hikmet, kader, Tanrı’nın iradesi” gibi dini yüklemelerde bulunurlar. Özellikle afetler, ölüm ve ciddi hastalıklar gibi hayatın elem verici olayları karşısında insanın anlam arayışı derinleşir. Burada geniş bir anlam sistemi olarak din, insana aradığı cevapları bulmada yol gösterir. Nedensel atıflar, kanser hastalarında kişisel kontrol duygusuyla ilişkili olarak psikososyal iyilik halini etkilediği gibi “Allah’ın takdiri, Tanrı’nın iradesi” gibi dini/manevi faktörlere atıfta bulunma kanser karşısında umut ve kontrol duygusunu güçlendirebilir. Travmatik bir olayı hayra yorma ve bunda hikmet arama, psikososyal uyumu arttırırken; manevi çatışma, cezalandıran ve gazap eden Tanrı algısı gibi olumsuz manevi değerlendirmeler uyumu zorlaştırabilir. Dolayısıyla kanser hastalarında, kansere ilişkin nedensel atıfların bilinmesi ve anlaşılması hastalık sürecinin seyri ve tedavi yaklaşımları açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle bu araştırmanın amacı, Müslüman Türk kanser hastalarında, kanserin çeşitli yön ve boyutlarıyla önemli bağlantıları olan nedensel açıklamaları ve bu açıklamalar içinde dinî yüklemelerin yerini incelemek olarak belirlenmiştir. Araştırma yöntemi olarak hastaların kanser olgusuna ilişkin “yaşantılarını ve anlamlarını ortaya çıkarabilmek” amacıyla nitel araştırma desenlerinden, fenomonolojik yaklaşım esas alınmıştır. Veriler, Bursa Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nde ayakta tedavi gören ve meme kanseri tanısı almış 11 kadın hasta ile yapılan mülakatlar sonucunda elde edilmiştir. Elde edilen veriler, MAXQDA 20 programı kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda kansere yönelik nedensel açıklamalar, “dinî olmayan yüklemeler” ve “dinî yüklemeler” şeklinde iki kategoriye ayrılmıştır. Dinî olmayan yüklemeler, “stres ve sıkıntı”, “kalıtım”, “sigara” ve “sağlıksız beslenme” olarak kodlanmıştır. Bunlar içinde frekansı en yüksek kod “stres ve sıkıntı” olurken en düşük kod “sağlıksız beslenme” olmuştur. Dinî yüklemelerde ise “imtihan”, “sevgi”, “terbiye” ve “takdir” şeklinde dört kod tanımlanmıştır. Dinî yüklemeler içinde frekansı en yüksek atıf “imtihan” iken en düşük atıf ise “takdir” olmuştur. Bu araştırmada yer alan hastaların, kansere yönelik nedensel açıklamalar içinde dinî yüklemelere, diğer yüklemelere göre daha fazla yöneldikleri ancak başta dinî yüklemeler olmak üzere aynı anda birden fazla faktöre (imtihan, stres vb.) atıfta bulundukları tespit edilmiştir. Bu bulgu hastaların, kanserin nedenleri üzerinde hem kendilerinin hem de Allah’ın bir yetkisi olduğunu kabul ettikleri şeklinde yorumlanmıştır. Bu araştırmanın çalışma grubu bağlamında ulaşılan bir başka önemli sonuç ise dinî yüklemeler, kanseri anlamlandırma ve açıklama yanında başa çıkma ve manevi gelişim kaynağı olarak da önemli bir role sahiptirler. Ayrıca kanseri, “Allah’tan gelen bir imtihan” ya da “Allah’ın sevgili kulu olma”nın bir sonucu olarak anlamlandıran hastaların, Allah yanında bir kul olarak kendilerini daha değerli hissettikleri ve hastalığı daha kolay kabullendikleri belirlenmiştir. Bu sonuç, kanser hastalarında olumlu dinî yüklemelerin, benlik saygısının artması yönünde bir etki oluşturduğunu göstermektedir. Bu araştırmanın sınırlılıkları bağlamında elde edilen bulgu ve sonuçlar, kanser hastalarında başta dinî yüklemelerin, farklı kanser türlerini ve evrelerini içeren geniş örneklem gruplarında ileri düzey araştırmalarla incelenmesi gereken önemli bir konu olduğunu göstermektedir. Ayrıca ülkemizde henüz yolun başında olan onkoloji manevi danışmanlığı için etkin destek müdahaleleri ve modellerin planlanabilmesi için dinî yüklemeleri ve bunların farklı değişkenlerle (psiko-sosyal uyum, başa çıkma, depresyon, kaygı vb.) ilişkisini ve aracı rolünü ele alan araştırmalar yapılması önerilir.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur. Bu makale, Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı olarak gerçekleştirilen “Kanser Hastalarında Manevi Danışmanlık Uygulamalarının Kaygı ve Yaşam Kalitesi Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi” (Bursa, 2021) başlıklı doktora tezinden üretilmiştir.
Cancer is a significant crisis that goes beyond being a global health issue marked by increasing incidence and mortality rates; it also encompasses psychosocial and spiritual dimensions. The existential and spiritual crises experienced by cancer patients are reflected in questions such as “Why me?”, “Why did I get cancer?”, and “Why did God give this to me?”. These inquiries reflect patients’ attempts to find meaning in their cancer journey. The search for meaning involves understanding the reasons behind a crisis and its impact on their lives. One way to address meaning is through causal attributions. In the context of cancer, various known causal factors can be identified, including environmental influences, bad luck, stress, heredity, diet, or specific carcinogens. On the other hand, in both life-threatening diseases such as cancer and daily life, people often go beyond secular explanations, such as lifestyle and bad luck. Many people turn to religious attributions, including “Allah’s will,” “destiny,” or “divine wisdom” to make sense of traumatic and overwhelming events in their lives. The search for meaning intensifies during distressing events such as disasters, death, and serious illnesses. Religion, as a comprehensive system of meaning, guides individuals in finding the answers they seek. Causal attributions affect the psychosocial well-being of cancer patients by shaping their sense of personal control. Referring to religious factors, such as “Allah’s will”, can enhance hope and a sense of control when facing cancer. Interpreting a traumatic event as having a divine purpose and seeking wisdom in it can increase psychosocial adjustment. In contrast, negative spiritual evaluations, such as spiritual conflict and perceiving God as punishing, can hinder adjustment. Therefore, understanding the causal attributions related to cancer is crucial for managing the disease and treatment approaches. The aim of this research is to examine causal explanations, including religious attributions that have significant connections with various aspects and dimensions of cancer in Muslim Turkish cancer patients. A phenomenological approach, one of the qualitative research designs, was adopted to understand the experiences and meanings patients attribute to the phenomenon of cancer. Data were collected through interviews with 11 female patients diagnosed with breast cancer who were receiving outpatient treatment at Bursa Ali Osman Sönmez Oncology Hospital. The data were analyzed subjected to content analysis using the MAXQDA 20 program. The findings categorized causal explanations for cancer into “non-religious attributions” and “religious attributions.” Non-religious attributions were coded as “stress and distress,” “heredity,” “smoking,” and “unhealthy diet.” Among these, “stress and distress” was the most frequent code, while “unhealthy diet” was the least frequent. Religious attributions were coded as “test”, “love”, “discipline”, and “destiny.” Among these, “test” was the most frequent religious attribution, while “destiny” was the least frequent. The study found that patients tended to make more religious attributions for cancer compared to non-religious ones, while also simultaneously referring to multiple factors (such as test and stress). This finding suggests that patients acknowledge both their own agency and Allah’s authority in the causes of cancer. Another significant result was that religious attributions played a crucial role not only in making sense of and explaining cancer but also as a source of coping and spiritual growth. Patients who perceived cancer as a test from Allah or a result of being loved by Allah felt more valued and accepted the illness more readily. This result shows that positive religious attributions increase self-esteem in cancer patients. The findings obtained within the limitations of this research indicate that religious attributions are a significant subject requiring further investigation in broader sample groups including different types and stages of cancer. Furthermore, to effectively plan support interventions and models for oncology spiritual counseling, which is still in its early stages in our country, it is suggested to conduct research on the relationship and meditating role of religious attributions with various variables, such as psychosocial adjustment, coping, depression, and anxiety.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Psychology of Religion |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 28, 2024 |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | August 9, 2024 |
Acceptance Date | November 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 23 Issue: 2 |
Hitit Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License (CC BY NC).