Türkiye’de modern anlamda yükseköğretimin tarihi Tanzimat döneminde köklü modernleşmenin sağlanabilmesi için sıra dışı bir gelişme olan Darülfünûn ile başlamıştır. Kendine özgü bir yapı ve muğlaklık sürecinde Cumhuriyet dönemine kadar gelen Darülfünun 1933’te köklü bir dönüşüme uğramıştır. Darülfünun’un temel amacı baştan beri ‘aydın bürokrat’ yetiştirmek olmuştur. Bugüne kadar yükseköğretimde malî, hukukî, fizikî, personel, mekân, öğrenci ve bilim üretme gibi alanlarda ortaya çıkan sorunların tespit ve çözümüne ilişkin pek çok girişim yapılmıştır. Bunlardan bir kısmı uygulamaya konulurken, özellikle muhalif akademisyen ve düşünürlerin önerileri anılarında mahfuz kalmıştır. Uzun yıllar üniversitede hizmet ettikten sonra anılarını kaleme alan pek çok akademisyen, üniversitenin sorunlarına ve çözüm yollarına ilişkin farklı fikirler ortaya koymuşlardır. Eserleri, görüş ve düşünceleriyle Türk bilim dünyasında etkili oldukları kadar üniversiteye ilişkin anılarını yazan pek çok akademisyen bulunmaktadır. Bu makalede, farklı disiplinlerde çalışmış yirminin üzerinde bilim adamının anılarında Türk üniversite hayatının güncel ve geleneksel sorunlarına nasıl bakıldığı, hangi tespitlerin yapıldığı ve ne tür çözüm önerilerinin getirildiği kategorik olarak ortaya konulmuştur
The history of modern higher education in Turkey started in the Tanzimat Period with Darülfünûn which had been an extraordinary development to achieve a radical modernization. Darülfünûn, which had come up to the Republic Period with its own unique structure and process of ambiguity, underwent a radical transformation in 1933. Since the beginning, the basic aim of Darülfünûn had been to educate “enlightened bureaucrats”. Up to now, many attempts have been made to determine and solve problems related to the areas of finance, legislation, physical conditions, manpower, infrastructure, students, and producing knowledge emerged in higher education. While some of them have been implemented, the suggestions especially coming from the dissenting academicians and thinkers have been reserved merely in memories. Many academicians, who wrote their memoirs after serving long years in universities, put forward different ideas related to the problems of university and their remedies. There have been numerous academicians who wrote their memoirs about university, as much as they affected Turkish science community with their works, views and ideas. In this paper; how the contemporary and traditional problems of the Turkish universities have been perceived, which determinations have been made, and what kind of solutions have been proposed in the memoirs of over twenty scientist, who had worked in different disciplines, have been categorically presented
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Issue: 1 |