Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’nin hayatı, çocukluğundan itibaren bir arayış ve çaba içerisinde geçmiştir. Öyle ki bu gayreti sonucunda o, henüz genç yaşında devrinin önemli bir alimi olmuştur. Şems-i Tebrizî ile tanışmasından sonra ise iç dünyasında büyük bir değişim yaşamıştır. Mevlânâ, Şems’in kişiliğinde kendisini; kendinde de Rabbi’ni bulmuştur. Bununla birlikte Mevlânâ’nın ilmî-manevî şahsiyetinin oluşumunda, Şems’in manevî dokunuşu kadar Şems öncesi dönemin de rolü büyüktür. Zira Mevlânâ, içinde yaşadığı dönemin ve çevrenin kendi üzerindeki etkisini henüz Belh’te hissetmeye başlamıştır. Babası Sultânu’l-Ulemâ Bahâeddin Veled’in önemli bir alim olması ve göç süresince gittikleri her yerde hürmetle karşılanması, Mevlânâ’nın, o dönemin önemli isimlerinden etkilenmesini sağlamıştır. Babasının sağlığında iken ulaştığı ilmi mertebeye, Seyyid Burhâneddin’in öğrettiği ledün ilmi de eklenince o, tasavvufî anlamda da derinlik kazanmıştır. Bu sürecin sonunda karşılaştığı Şems ise Mevlânâ’yı ateşleyen kıvılcım olmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 15 Issue: 30 |