The purpose of philosophy is to achieve happiness. Logic is just like a key leading man towards this joy in philosophy. Logic helps us to reach knowledge on a standart of rationality and coherence by following the path of the individual to the universal and the known through the unknown. An exact correspondence between thoughts and words occur only with correct principles of reasoning. Therefore, logic plays a great role in philosophy. The scientific method ‘induction’ in the new age philosophy was brought to agenda by Bacon but later it was refuted by many philosophers like Hume and Popper. Before Bacon, the philosopher was İbni Sina who developed "the induction" as a method of scientific researches. In this paper, Ibn Sina’s view of induction is discussed. I begin with a brief look at the Aristotelian induction and its critique. I present Ibn Sina’s view of induction with a support of experimentation (tacruba). I analysed how induction and experimentation would be the conditional as opposed to absolute principles of natural sciences. To sum up, Ibn-i Sina developed a method of induction and experimentation as a means for scientific inquiry. He thought that the natural scientist could use experimentation to discover “conditional” principles. The study concludes with some brief comments about the refutation of induction by some thinkers in the history of science and philosophy.
Felsefenin amacı, insan mutluluğunu temin etmektir (tahsilu’s-saade). Mantık da bunu temin edecek felsefenin anahtarıdır. Mantık, tikelden tümele, bilinenden bilinmeyene yönelerek hüküm çıkarıp mutluluğu temin edecek bilgiyi rasyonel, tutarlı bir şekilde kazandıracaktır. Zira dil ile düşünce arasında ilişkinin tutarlı ve doğru bir şekilde kurulması akıl yürütmenin akıl ilkelerine (özdeşlik, çelişmezlik, üçüncü halin imkânsızlığı) uygun olması demektir. Bu nedenle mantık, felsefî düşüncede önemli bir işlev görmektedir. Yeniçağ felsefesinde modern bilim anlayışında tümevarım yöntemi Bacon ile ön plana çıkarıldı ama daha sonra Hume, günümüzde ise Popper ile birlikte böyle bir yöntemin olmadığı gündeme getirildi. Tümevarım yönteminin bir efsane olduğu söyleminin tutarlığını Muallim-i evvel olan Aristoteles’ten etkilenen İbn Sînâ açısından inceleyip sorunu yeniden müzakereye açmak istedik. Çünkü Bacon’dan önce tümevarım yöntemini inceleyen, onu bilimsel araştırmalarda kullanılacak bir yöntem olarak geliştiren İbn Sînâ’dır. Bilimde ilk ve temel ilkeler olarak tümellerin işlevsel olması, gözlem ve deneyimle desteklenen tümevarımın mutlak ilkeler vermemesinin bilim için gerekli, zorunlu bazı temel ilkeleri verebileceğine engel olup olmadığını araştıracağız. Böylece Hume ve Popper ile birlikte zirveye ulaşan tümevarım sorununun açmazlarının giderilebilme ihtimalini müzakereye açacağız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 11 Issue: 21 |