‚İfâda‛ lafzı, Arafat ile Müzdelife arasında hacıların yürüyüşünü ifade eder. Cahiliyede bu hacıların başında belli bir boya mensup kişiler bulunurdu. Onlar buna rehberlik edip izin vermezse hacılar hareket edemezdi. Bu ayet söz konusu uygulamayı kaldırmakta, kendilerini diğer hacılardan ayrı tutan ve ifâdaya katılmayan Hums ehline (Kureyş ve onlardan doğan- lar) hitap etmektedir. Aslında her ne kadar eş-Şehristânî rehberlik edenleri bu ifadaya kendi- leri uymayan insanlar gibi izah etse de rehberlik edenlerin Mudar’dan olup Kureyş’ten başka bir boy olduğunu bilmekteyiz. Kureyş Arafat’ta vakfe yapmaz ve dolayısıyla bahse konu ka- bilenin emriyle hareket etmez ve ‚ifada‛ya katılmazdı. Bk. İbn Hişâm (ö.218H), es-Sîretü’n- nebeviyye, tahkik: Süheyl Zükâr, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1412/1992, c. II, s. 375; Ebû’l-velîd Mu- hammed b. Ahmed el-Ezrâkî (ö.223H), Ahbâru Mekke ve mâ câe fîhâ mine’l-âsâr, tahk.: Ruşdî Sâlih Melhas, Dâru’l-Endülus, Madrid, ts., c. I, s. 188; Muhammed b. Cerîr Ebû Cafer et-Taberî (ö.310H.), Câmi’u’l-beyân fî te’vîli’l-Kur’ân, tahk.: Ahmed Muhammed Şâkir, Muessestü’r
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 9 Issue: 17 |