Habercilik alanında çalışanlar, mesleğin doğası gereği ruhsal açıdan zorlayıcı olaylarla karşılaşma riski altındadır. Bu olaylar, sahada görev yapan muhabirlerin doğrudan maruziyeti ile ortaya çıkabileceği gibi, haber merkezlerinde rahatsız edici görüntü ve içeriklerle çalışanların dolaylı maruziyeti şeklinde de yaşanabilmektedir. Travmatik olaylara maruz kalma sonrasında travma sonrası stres belirtileri, depresif ve somatik belirtiler, yoğun kaygı ve tükenmişlik görülebilmektedir. Ayrıca dolaylı travmatik maruziyetin ikincil travma belirtilerine veya daha kalıcı değişimlere işaret eden üstlenilmiş travmaya yol açabildiği bilinmektedir. Bu psikolojik sonuçlar bireysel risk faktörlerinin yanı sıra, haberciliğe özgü bazı koşullardan da etkilenmektedir. Etik ikilemler, travma sonrasında olumsuz etkilerin görünür kılınmasını baskılayan, zorlayıcı görevleri teşvik eden ve ruh sağlığı taramalarına yeterli önem vermeyen kurumsal yapılar bu bağlamda kritik rol oynamaktadır. Literatürde sağlık ve acil müdahale alanlarında travmaya ilişkin kapsamlı çalışmalar bulunmasına karşın, habercilikteki araştırmalar sınırlı ve dağınık kalmıştır. Bu boşluktan hareketle mevcut çalışmada, habercilerin travmatik deneyimlerine, bu deneyimlerle ilişkili psikolojik zorluklara ve baş etme önerilerine, alana özgü koşullar ve kurumsal stres faktörleri çerçevesinde yer verilmiştir. Çalışmanın amacı, habercilerin travma sonrası yaşantılarına bütüncül bir bakış sunarak hem teorik hem de pratik düzeyde literatüre katkı sağlamaktır. Elde edilen sonuçlar, kurum kültürünün travmaya duyarlı biçimde yeniden yapılandırılmasının ve sistematik ruh sağlığı desteğinin sağlanmasının önemini vurgulamaktadır.
Individuals working in the field of journalism are at risk of encountering psychologically distressing events due to the inherent nature of their profession. Such exposures may occur directly, as in the case of field reporters witnessing traumatic incidents, or indirectly, for those working behind the scenes who are confronted with disturbing and uncensored images. Following exposure to these events, symptoms such as post-traumatic stress, depression, somatic complaints, heightened anxiety, and burnout may emerge. In addition, indirect exposure can lead to secondary traumatic symptoms or the more enduring phenomenon of vicarious trauma. These psychological consequences are shaped not only by individual vulnerability factors but also by journalism-specific conditions. Ethical dilemmas, organizational structures that suppress the expression of trauma-related difficulties, encourage participation in demanding assignments, and fail to provide sufficient mental health screenings play a significant role in this regard. Although the literature on trauma has expanded in fields such as healthcare and emergency response, research on journalism remains limited and fragmented. Building on this gap, the present review examines the traumatic experiences of journalists, the psychological challenges associated with these experiences, and coping strategies, within the framework of profession-specific and institutional stress factors. The study aims to provide a comprehensive perspective on journalists’ post-traumatic experiences and to contribute to the literature at both theoretical and practical levels. The findings underscore the importance of developing trauma-sensitive organizational cultures and ensuring systematic mental health support within journalism.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Psychological Anthropolgy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 7, 2025 |
Publication Date | October 21, 2025 |
Submission Date | January 23, 2025 |
Acceptance Date | May 19, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 18 Issue: 3 |
Hitit Journal of Social Sciences is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).