Osmanlı Devleti’nin 1683’te Viyana önlerinde yaşadığı büyük yenilgi, Avrupa’da “Kutsal İttifak” adıyla bir Haçlı birliğinin doğmasına sebep olmuştur. İttifakın başarılarıyla Osmanlı Devleti toprak kayıpları yaşamıştır. 1686 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti, bir düşman tehdidine karşı uzun zamandır kullanmadığı bir uygulamayı gündeme getirmiştir: Nefîr-i âmm. Nefîr-i âmm, bir Müslüman beldesinin düşman istilası tehdidi söz konusu olduğunda tüm Müslümanların seferber edilmesidir. Bu çalışmada Charles Tilly’nin devletin savaş araçlarına el koyma stratejileri ve ulus devletin oluşumu üzerine kurduğu savdan hareketle; Osmanlı Devleti’nin Kutsal İttifak’a karşı yürüttüğü mücadele içerisinde ortaya koyduğu nefîr-i âmm uygulamasının sorunsallaştırılması denenecektir. Bu bağlamda aşağıda Osmanlı Devleti’nin savaş için insan ve maddi kaynaklara olağan savaş koşullarından çok daha fazlasına ihtiyaç duyduğunda nefîr-i âmm uygulamasıyla bu aşırı ihtiyaçları seferber edebilme becerisini geliştirdiği iddia edilmiştir. Bu beceriyi geliştirmek adına devlet, nefîr-i âmm uygulamasına bağlı bir şekilde dinin tüm yaptırım kuvvetini etkin bir şekilde devreye sokmuştur.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 9 Sayı: 1 |