Yahudilik ve Hıristiyanlık kültürünün getirdiği ilerlemeci çizgisel tarih anlayışı geçmiş, gelecek ve şimdiyi kesin bir şekilde birbirinden ayırarak tarihe sonul bir amaç yükler. Böylece Ortaçağ’da zaman kutsallığından arındırılmış, insan özneleştirilmiştir. Tarihi kozmosa benzer bir döngüyle tekerrür eden biçimler olarak tasavvur eden döngüsel tarihten çizgisel tarih yaklaşımına geçilmiştir ve tüm Batı düşünce tarihi bu mirası benimsemiştir. İslam’ın tarih yaklaşımı kategorik ayrıştırmaların ötesine geçen farklı bir yapı ihtiva etmektedir. İslam tarihçisi İbn Haldun tarihi ilahi yasanın getirdiği zorunluluklar ve toplumların çeşitliliğini oluşturan arızi yönlerinin bağıntısı üzerinden analiz ederek ilk tarih metodolojisini kurmuş, tarihi bilimselleştirmiştir. Tarihi varlığa içkin gördüğü döngüsel bir süreç içinde tasavvur etmiş, devletler, toplumlar, asabiyet bağları ile insan organizması arasında bir ilinti kurmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 12 Sayı: 1 |